11 Mart 2010 Perşembe

mıtoxantron ebewe 20 mg 1 flakon

Etken Maddesi
Mitoksantron


MITOXANTRON EBEWE 20MG/10ML 1FLAKON

İthal, Beşeri bir ilaçdır.


FORMÜLÜ


Mitoksantron HCI 23.284 mg Sodyum klorür 80.000 mg Sodyum asetat 0.830 mg Asetik asit 4.830 mg Sodyum sülfat 4.000 mg injeksiyonluk su 9933.056 mg






FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ


Farmakodinamik özellikler: Etki mekanizmasının belirlenmemiş olmasına rağmen, mitoksantron DNA-reaktif bir ajandır. Olası etkisi hızlı çoğalan ve yavaş gelişen neoplazmalara karşı gösterdiği düşünülür. Çoğalan ve çoğalmayan insan hücre kültürleri üzerine hücre öldürücü bir etkiye sahiptir. Farmakokinetik özellikler: Mitoksantron tek bir intravenöz uygulamadan sonra üç fazlı bir plazma klerensi göstermektedir. İnsanlarda tekrarlanan günlük dozlamaya ait farmakokinetik çalışmalar yapılmamıştır. Terminal eliminasyon fazında doku konsantrasyonu kandakinden fazladır. Beyin, omurilik, göz ve omurilik sıvısına geçişi düşüktür. Plazma proteinlerine konsantrasyondan bağımsız olarak %78 oranında bağlandığı görülmektedir. Mitoksantronun metabolizması ve eliminasyonu: Dozlamadan sonraki ilk 5 gün içinde mitoksantronun %11’i veya daha azı idrarda bulunmaktadır ve %25’i veya daha azı feçeste bulunmaktadır. �drarla atılan kısmın %65’i değişmemişşekildedir. Geri kalan %35’lik kısmı primer olarak mono ve dikarboksilik asid türevleri ve bunların konjugatlarından oluşmaktadır. Bu karboksilik asit metabolitleri DNA reaktif/sitosidal değildir ve oluşma yolları bilinmemektedir. Mitoksantron böbrekler yoluyla ve feçesle atılır. Eliminasyon fazı yarı ömrü 23 ila 215 saat arasındadır (ortalama 75 saat). Atılımın yaklaşık üçte ikisi ilk gün içerisinde gerçekleşmektedir. Yaşlılardaki ve çocuklardaki farmakokinetiği bilinmemektedir. Irk ve cinsiyetin mitoksantron farmakokinetiği üzerine etkileri bilinmemektedir. Böbrek bozukluğu olan hastalardaki farmakokinetiği bilinmemektedir. Mitoksantron klerensi karaciğer bozukluğunda azalmaktadır. Ciddi karaciğer bozukluğu olanlarda (bilirübinin 3.4 mg/dL’den fazla olduğu), EAA (eğri altı alan) değeri, karaciğer fonksiyonu normal olanlardan 3 kat daha fazladır. Bu durumda doz ayarlanmasına izin verecek laboratuar çalışmaları şu anda bulunmamaktadır.


ENDİKASYONLARI


Mitoksantron, ilerlemiş meme kanseri, non-Hodgkin lenfoma ve erişkin akut nonlenfositik lösemi tedavisinde tek başına veya diğer antineoplastik ajanlarla kombine olarak kullanılır. Mitoksantron ayrıca ameliyatla çıkarılamayan primer hepatoselüler karsinomanın palyatif tedavisinde de kullanılmaktadır.


KONTRENDİKASYONLARI


* Mitoksantrona aşırı duyarlılık * Intratekal kullanım için değildir


UYARILAR & ÖNLEMLER
Mitoksantron, kanser tedavisinde kemoterapötik ajanların kullanımında deneyimli uzman doktor gözetiminde uygulanmalıdır. Diğer benzer sitotoksik ajanlarla olduğu gibi, mitoksantron tutulurken dikkatli olunmalıdır.
Tedavi süresince klinik hematolojik ve biyokimyasal parametreler düzenli olarak izlenmelidir. Tedavi kürü süresince düzenli olarak tam kan sayımı yapılmalıdır. Bu sayımlara dayalı olarak dozaj ayarlamaları gerekli olabilir.
Mitoksantron, miyelosupresyonlu veya genel durumu zayıf olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Konjestif kalp yetmezliği ve sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunda azalma gibi fonksiyonel kardiyak değişiklik vakaları bildirilmiştir. Bu kardiyak olayların büyük kısmı, önceden antrasiklinlerle tedavi edilen veya öncesinde mediastinal/torasik radyoterapi gören ya da kalp rahatsızlığı olan hastalarda ortaya çıkmıştır. Bu kategorilerdeki hastaların, tam sitotoksik dozda ve mitoksantron dozaj şeması ile tedavi edilmeleri önerilmektedir. Bununla beraber, bu hastalarda ayrı bir dikkat gereklidir, tedavi başlangıcından itibaren dikkatli ve düzenli kardiyak muayene önerilmektedir.
Uzun süreli mitoksantron tedavisi ile ilgili deneyimler şu anda sınırlı olduğundan, tanımlanamayan risk faktörleri taşımayan hastalarda da, toplam dozun 160 mg/m2‘yi aştığı durumlarda kardiyak muayenenin yapılması önerilmektedir.
Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalar tedavi edilirken dikkatli bir gözlem önerilmektedir.
Mitoksantronun in vitro ve in vivo araştırmalarda mutajenik olduğu ve ilacın uygulanımı ile malign neoplazi gelişimi arasında olası bir ilişki olduğu saptanmıştır. Insanlardaki karsinojenik potansiyeli bilinmemektedir.
Mitoksantronun intravenöz yol dışında başka bir uygulama şekli ile ilgili deneyim yoktur.
Intratekal kullanımının güvenilirliği belirlenmemiştir.
Mitoksantron kullanırken diğer potansiyel sitotoksik bileşiklerdeki gibi önlemler alınmalıdır (eldiven, maske, önlük). Deri ve muköz membranlarla temasından kaçınılmalıdır. Sitotoksik ilaç kullanım kılavuzu izlenmelidir.
Hamilelik ve laktasyon Mitoksantron ile mg/m2 bazında insan dozuna yakın dozlarda yapılan araştırmalarda, düşük fetal doğum ağırlığı ve fetal böbreklerde gelişme geriliği ile birlikte erken doğum sıklığında artma gözlenmiştir. Gebelik kategorisi D: Mitoksantronun insanlarda fertilite ve hamilelik üzerine etkileri belirlenmemiştir. Mitoksantron hamilelere ve emziren annelere normalde uygulanmamalıdır. Araba ve makine kullanma becerisi üzerine etkileri Mitoksantron araba kullanma veya herhangi bir makineyi kullanma yeteneğini etkileyebilir.


YAN ETKİLER


Mitoksantronun yan etkilerinin, özellikle ciddi, geri dönüşsüz veya hayatı tehdit eden özelliktekilerin insidansının düşük olması klinik bakımdan iyi tolere edildiğini gösterir. Mitoksantronun önerilen dozlarından sonra bir dereceye kadar lökopeni beklenir. Lökopeni genellikle geçicidir; dozlamadan yaklaşık 10 gün sonra en alt düzeylerine ulaşır ve iyileşme 21. gün civarında ortaya çıkar. Her 21 günde bir tek dozla, lökosit 2 sayısının 1000/mm3’ün altına düşmesi nadirdir. Trombositopeni oluşabilir. Anemi daha az sıklıkla oluşur. Önceden kemoterapi veya radyoterapi gören hastalarda veya zayıf hastalarda daha ciddi ve uzun süreli miyelosupresyon olabilir. Mitoksantron, ilerlemiş meme kanseri ve lenfoma tedavisinde, her 21 günde bir tek bir enjeksiyon şeklinde kullanıldığında en çok karşılaşılan yan etkiler, vakaların çoğunda hafif ve kısa süreli olmasına rağmen bulantı ve kusmadır. Alopesi oluşabilir, fakat genellikle minimal ciddiyettedir ve terapi kesildikten sonra geri döner. Nadiren bildirilen diğer yan etkiler, allerjik reaksiyonlar, amenore, anoreksi, konstipasyon, diyare, dispne, halsizlik ve zayıflık, ateş, gastrointestinal kanama, stomatit/ mukozit/ konjunktivit ve somnolans, konfüzyon, anksiyete ve hafif parestezi gibi non-spesifik nörolojik yan etkileri içermektedir. Damar dışın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder