27 Eylül 2010 Pazartesi

pegintron 80 mcg subkutan kit

» Interferon


Etken Maddesi
Peginterferon Alfa 2b


PEGINTRON 80 MCG SUBKUTAN KİT

İthal, Beşeri bir ilaçdır.


FORMÜLÜ


Bir flakon: Peginterferon alfa-2b 100 mikrogram Susuz dibazik sodyum fosfat 0.75 mg Monobazik sodyum fosfat 0.75 mg Şeker 40.00 mg Polisorbat 80 0.05 mg içerir. Her flakonda sulandırıldıktan sonra, 0.5 ml’de 100 mikrogram peginterferon alfa-2b bulunur. Her çözücü ampul, 0.7 ml steril enjeksiyonluk su içerir.


ENDİKASYONLARI


PegIntron, karaciğer dekompansasyonu olmaksızın transaminazları yükselmiş ve serum HCV-RNA ya da anti-HCV pozitif olan, histolojik olarak kanıtlanmış kronik hepatit C'li erişkin hastaların tedavisinde endikedir. PegIntron'un bu endikasyonda en iyi kullanım şekli ribavirin ile kombine halde kullanılmasıdır. Bu kombinasyon naiv hastalar ve aynı zamanda daha öncesinde interferon alfa monoterapisine yanıt vermiş (tedavi sonunda ALT normalizasyonu ile) ama daha sonra nüks etmiş hastalar için endikedir. PegIntron da dahil olmak üzere interferon monoterapisi, esas olarak ribavirine karşı kontrendikasyon ya da intolerans bulunan olgularda endikedir. PegIntron ribavirin ile kombinasyon şeklinde kullanıldığında, lütfen aynı zamanda ribavirin prospektüsüne başvurunuz.


KONTRENDİKASYONLARI


Aktif madde ya da herhangi bir interferon veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlık, Gebe kadınlar, Bebeklerini emziren kadınlar, Şiddetli psikiyatrik durumun veya öyküsünün bulunması; özellikle şiddetli depresyon, intihar düşünceleri ya da intihar girişimi, Önceden var olan şiddetli bir kardiyak hastalık öyküsü, önceki altı ay içinde kararsız ya da kontrol altında olmayan kardiyak hastalıklar dahil (Uyarılar/Önlemler Bölümü’ne bakınız), Şiddetli, debilizan tıbbi tablolar, kronik böbrek yetmezliği olan ya da kreatinin klerensi < 50 ml/dakika olan hastalar dahil, Otoimmün hepatit ya da öyküde otoimmün hastalık bulunması, Şiddetli karaciğer fonksiyon bozukluğu ya da dekompanse karaciğer sirozu, Önceden var olan tiroid hastalığı (konvansiyonel tedavi ile kontrol altına alınamıyor ise), Epilepsi ve/veya merkezi sinir sistemi (MSS) fonksiyonlarında azalma.


UYARILAR & ÖNLEMLER


İnterferon alfa + ribavirin tedavisinden sonra nükseden hastalarda PegIntron ve ribavirin kombinasyonu ile deneyim bulunmamaktadır. Akut aşırı duyarlık: İnterferon alfa-2b tedavisi sırasında akut aşırı duyarlık reaksiyonları ender olarak gözlenmiştir. PegIntron ile tedavi esnasında böyle bir reaksiyon gelişirse, tedavi durdurulur ve derhal gerekli tıbbi tedaviye başlanır. Geçici deri döküntüleri, tedavinin kesilmesini gerektirmez. Kardiyovasküler sistem: İnterferon alfa-2b tedavisinde de olduğu gibi, konjestif kalp yetmezliği, miyokard enfarktüsü öyküsü olan ve/veya geçmişinde ya da halen aritmik bozuklukları bulunan ve PegIntron tedavisi görmekte olan hastaların yakından izlenmeleri gerekir. Öncesinde kardiyak anormallikleri olan hastaların tedaviden önce ve tedavinin seyri sırasında elektrokardiyogramlarının alınması önerilmektedir. Kardiyak aritmiler (temel olarak supraventriküler) genellikle konvansiyonel tedaviye yanıt verir, ancak PegIntron tedavisinin kesilmesini gerektirebilirler. Psikiyatrik ve Merkezi Sinir Sistemi (MSS): PegIntron tedavisi sırasında bazı hastalarda MSS üzerinde şiddetli etkiler, özellikle depresyon, intihar düşünceleri ve intihar girişimi gözlenmiştir. Alfa interferon ile agresif davranış, konfüzyon ve mental durum bozuklukları gibi başka MSS belirtileri gözlenmiştir. Eğer hastalarda klinik depresyon dahil olmak üzere psikiyatrik ya da MSS problemleri gelişirse, bu istenmeyen etkilerin potansiyel ciddiyeti nedeniyle, hastanın dikkatle izlenmesi önerilmektedir. Eğer semptomlar ısrar eder ya da kötüleşirse PegIntron tedavisine son verilir. Karaciğer fonksiyonu: Bütün interferonlarda olduğu gibi, pıhtılaşma göstergelerinde karaciğer dekompansasyonunu gösterebilecek şekilde uzama gelişen hastalarda PegIntron tedavisi durdurulur. Ateş: Ateş, interferon tedavisi sırasında sıklıkla bildirilen grip benzeri sendrom ile ilişkili olabilmektedir ancak kalıcı ateşin diğer nedenleri ekarte edilmelidir. Hidratasyon: PegIntron tedavisi altındaki hastalarda yeterli hidratasyon sağlanmalıdır, çünkü alfa interferonlar ile tedavi edilen bazı hastalarda sıvı deplesyonuna bağlı hipotansiyon görülmüştür. Sıvı replasmanı gerekli olabilir. Pulmoner değişiklikler: İnterferon alfa ile tedavi edilen hastalarda, zaman zaman fatal olabilen pulmoner infiltrasyonlar, zatürre ve diğer akciğer enfeksiyonları ender olarak gözlenmiştir. Ateş, öksürük, dispne ya da diğer solunum semptomlarının geliştiği herhangi bir hastada, göğüs radyografisi alınmalıdır. Göğüs radyografisinde pulmoner infiltrasyonlar görülürse, ya da akciğer fonksiyon bozukluğu belirtileri varsa, hasta yakından izlenmelidir ve eğer gerekirse, interferon alfa uygulanması sonlandırılmalıdır. İnterferon alfa uygulamasına derhal son verilmesi ve kortikosteroidler ile tedavinin, akciğerdeki advers olayların giderilmesi ile ilişkili olduğu görülmektedir. Otoimmün hastalık: Alfa interferonlar ile tedavi esnasında oto-antikorların geliştiği bildirilmiştir. İnterferon tedavisi esnasında otoimmün hastalığın klinik belirtileri, otoimmün bozukluk gelişimine karşı yatkınlığı olan hastalarda daha sık ortaya çıkabilir. Oküler değişiklikler: Retinal kanamalar, pamuk yünü lekeleri, ve retinal arter ya da ven tıkanması dahil oftalmolojik bozukluklar, alfa interferonlar ile tedavi sonrasında ender olgularda bildirilmiştir. Görüş keskinliğinin ya da görme alanının kaybından şikayetçi olan herhangi bir hasta, mutlaka göz muayenesinden geçirilmelidir. Bu oküler olayların diğer hastalık tablolarıyla bağlantılı olarak ortaya çıkabilmesi nedeniyle, diabetes mellitus ya da hipertansiyonu olan hastalarda PegIntron tedavisinin başlatılmasından önce bir göz muayenesi önerilmektedir. Tiroid değişiklikleri: İnterferon alfa ile kronik hepatit C tedavisi gören hastalarda sık olmayarak, gerek hipotiroidizm gerekse hipertiroidizm şeklinde tiroid anormallikleri gelişmiştir. Eğer bir hastada, tedavinin seyri sırasında, olası bir tiroid fonksiyon bozukluğu ile uyumlu semptomlar gelişir ise, tiroid stimülan hormon (TSH) düzeyleri belirlenir. Tiroid fonksiyon bozukluğu varlığında, eğer TSH düzeyleri ilaçlar ile normal sınırlar içinde tutulabiliyorsa, PegIntron tedavisine devam edilebilir. Metabolik rahatsızlıklar: Bazen ciddi hipertrigliseridemi ve hipertrigliseridemi alevlenmesi gözlenmiştir. Bu yüzden lipid düzeylerinin izlenmesi önerilmektedir. Diğer: İnterferon alfanın, önceden var olan psoriyatik hastalığı ve sarkoidozisi alevlendirdiğinin bildirildiği raporlar dolayısıyla, psoriyazisli ve sarkoidozisli hastalarda PegIntron kullanılması, yalnızca, potansiyel yararların potansiyel risklere ağır bastığı olgularda önerilmektedir. Laboratuar testleri: Bütün hastalarda tedavi başlatılmadan önce standart hematolojik testler, kan kimyası ve tiroid fonksiyon testi yapılmalıdır. PegIntron tedavisine başlamadan önce bir rehber olabilecek, kabul edilebilir başlangıç değerleri şöyledir: Trombositler 100,000 ≥ mm3 Nötrofil sayımı 1,500 ≥ mm3 TSH düzeyi normal sınırlar içinde olmalıdır. Laboratuar değerlendirmeleri tedavinin 2. ve 4. haftasında yapılmalı ve daha sonra klinik olarak uygun görüldüğü şekilde periyodik olarak sürdürülmelidir. Gebelik ve laktasyonda kullanım: PegIntron’un hamilelik kategorisi C’dir. İnterferon alfa-2b'nin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamaktadır. İnterferon alfa-2b'nin primatlarda düşüğe yol açtığı gösterilmiştir. PegIntron'un da bu etkiye neden olması muhtemeldir. PegIntron’la gebe kadınlarda yapılmış kontrollü inceleme yoktur. Eğer hekim ilacın gebe kadına sağlayacağı yararın fetüs üzerindeki potansiyel riskini haklı göstereceğine inanıyorsa kullanılmalıdır. Not: PegIntron’un ribavirin ile birlikte kullanımında hamilelik kategorisi X olmaktadır. Gebe kadında veya gebe kalma olasılığı bulunanlarda kullanılmamalıdır. PegIntron'un fertil kadınlarda kullanımı, yalnızca bu kişilerin tedavi dönemi boyunca etkili bir kontrasepsiyon uygulamaları durumunda önerilmektedir. Laktasyon: Bu ilacın bileşenlerinin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Anne sütü alan bebeklerdeki advers reaksiyon potansiyeli nedeniyle, tedavi başlatılmadan önce bebeklerin emzirilmesine son verilmelidir. Araç ve makina kullanmaya etkisi: PegIntron ile tedavi sırasında bitkinlik, uyku hali ya da zihin bulanıklığı gelişen hastaların araç ya da makina kullanmaktan kaçınmaları konusunda dikkatleri çekilmelidir.


YAN ETKİLER


PegIntron'un güvenirliği PegIntron monoterapisi ve PegIntron ve ribavirin kombinasyonu ile yürütülen iki klinik araştırmadan alınan veriler üzerinde değerlendirilmiştir. Her iki çalışmada da, hastalar bir yıl süreyle tedavi edilmiştir. Önerilen dozda PegIntron + ribavirin alan tedavi grubunda % 5 ile 10 arasında bildirilen istenmeyen etkiler, terlemede artış, göğüs ağrısı, sağ üst kadranda ağrı, parestezi, hipotiroidizm, konstipasyon, dispepsi, taşikardi, ajitasyon, sinirlilik, menoraji, menstrüel düzensizlik, prodüktif olmayan öksürük, rinit, tat bozuklukları ve bulanık görme idi. Önerilen dozda PegIntron + ribavirin alan tedavi grubunda % 2 ile 5 arasında bildirilen istenmeyen etkiler enjeksiyon yerinde ağrı, yüzde kızarıklık, hipotansiyon, lakrimal gland bozuklukları, eritem, kırıklık hali, hipertansiyon, senkop, konfüzyon, hiperestezi, hipoestezi, hipertoni, libido azalması, tremor, vertigo, hipertiroidizm, flatulans, diş eti kanaması, glossit, yumuşak dışkı, stomatit, ülseratif stomatit, işitme bozukluğu/kaybı, tinnitus, palpitasyon, susuzluk, trombositopeni, agresif davranışlar, somnolans, herpes simpleks, fungal infeksiyon, amenore, prostatit, otitis media, bronşit, nazal konjesyon, respiratuar bozukluklar, rinore, sinüzit, ekzema, anormal saç dokusu, fotosensitivite reaksiyonu, eritematöz döküntüler, makülopapuler döküntüler, migren, konjunktivit ve lenfadenopati idi. Nötropeni ve trombositopeni olgularının çoğunluğu hafif derecedeydi (Dünya Sağlık Örgütü (WHO) evre 1 ya da 2). Önerilen dozda PegIntron ve ribavirin kombinasyonu ile tedavi edilen hastalar arasında bazı daha şiddetli nötropeni olguları bulunuyordu (Dünya Sağlık Örgütü (WHO) evre 3: 186'da 39 (% 21); evre 4: 186'da 13 ( %7). Bir klinik araştırmada, ribavirin ile kombine halde PegIntron ya da interferon alfa-2b ile tedavi edilen hastaların yaklaşık % 1.2'sinde, tedavi esnasında yaşamı tehdit edici psikiyatrik olaylar bildirilmiştir. Bu olaylar intihar düşünceleri ve intihar girişimini kapsamaktaydı. İnterferon alfa-2b ile ender olarak bildirilen olaylar retinal bozukluklar, diyabet ve aritmidir. Çok ender olarak sarkoidozis ve sarkoidozis alevlenmesi bildirilmiştir.


ETKİLEŞMELER


PegIntron ile yapılan bir tek doz çalışmasının sonuçları, sitokrom (CY) P1A2, CYP2C8/9, CYP2D6 ve hepatik CYP3A4 ya da N-asetil transferaz aktivitesi üzerinde herhangi bir etki olmadığını göstermiştir. Bu sonuçların yorumlanmasında dikkatli olunması önerilmektedir çünkü, diğer interferon alfa formlarının kullanılması, CYP1A2'nin bir substratı olan teofilinin klerensinde % 50 azalma ve böylece plazma konsantrasyonlarının iki katına çıkması ile sonuçlanmıştır. Mültipl-dozlu bir farmakokinetik çalışmada, PegIntron ve ribavirin arasında farmakokinetik etkileşim kaydedilmemiştir.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Tedavi yalnızca, hepatit C hastalarının bakımında deneyimli bir hekim tarafından başlatılmalı ve izlenmelidir. Uygulanacak doz PegIntron haftada bir kez subkutan enjeksiyon şeklinde uygulanmalıdır. Uygulanacak doz, ribavirin ile kombinasyon şeklinde ya da monoterapi olarak kullanılmasına bağlıdır. PegIntron’un ribavirin ile birlikte kullanımı PegIntron ribavirin kapsül ile birlikte 1.5 mikrogram/kg/hafta dozunda kullanılır. Tedavi süresi: Klinik araştırmalardan alınan sonuçlara dayanılarak, hastaların en az altı ay süreyle tedavi edilmesi önerilmektedir. Hastaların bir yıl süreyle tedavi gördüğü klinik araştırmalar süresince, altı aylık tedavi sonrasında virolojik yanıt gösteremeyen (HCV-RNA alt saptama sınırından düşük) hastaların, kalıcı virolojik yanıt (tedavinin bitiminden altı ay sonra HCV-RNA alt saptama sınırından düşük) verme olasılıkları bulunmamaktaydı. Genotip 1: Altı aylık tedavi sonrasında negatif HCV-RNA gösteren hastalarda tedavi, diğer bir altı aylık dönemde daha sürdürülmelidir (toplam bir yıl). Genotip 1 dışındaki hastalar: Altı aylık tedavi sonrasında negatif HCV-RNA'lı hastalarda, tedavi süresinin bir yıla uzatılması kararı, diğer prognostik faktörler (örn., yaş > 40 yıl, erkek cinsiyet, köprüleyici fibrozis) temelinde verilmelidir. PegIntron monoterapisi Monoterapi olarak PegIntron rejimi, 0.5 ya da 1.0 mikrogram/kg/hafta'dır. Tedavi süresi: Hastaların başlangıçta altı ay süreyle tedavi edilmesi önerilmektedir. Altı ayda HCV-RNA kaybı gösteren hastalarda, tedavi ilave bir altı ay daha sürdürülerek bir yıla tamamlanır. Bütün hastalarda doz modifikasyonu PegIntron monoterapisi ya da PegIntron ve ribavirin kombinasyonu ile tedavi sırasında şiddetli advers reaksiyonlar ya da laboratuar anormallikleri gelişir ise, her iki ürünün de dozajları, eğer uygun ise, advers reaksiyonlar gerileyinceye kadar modifiye edilir. Özel popülasyonlar Böbrek bozukluğunda kullanım: PegIntron klerensi belirgin böbrek bozukluğu olan hastalarda azalır. Kreatinin klerensi ≤ 50 ml/dakika olan hastalar PegIntron ile tedavi edilmemelidirler (Farmakokinetik Özellikler Bölümü’ne bakınız). Orta dereceli böbrek bozukluğu olan hastaların yakından izlenmesi ve tıbbi yönden uygun ise, haftalık PegIntron dozunun azaltılması önerilir. Karaciğer bozukluğunda kullanım: Şiddetli karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda PegIntron tedavisinin güvenilirliği ve etkinliği değerlendirilmemiştir, bu nedenle bu hastalarda PegIntron kullanılmamalıdır. Yaşlılarda ( ≥ 65 yaş) kullanım: PegIntron farmakokinetiği üzerinde yaşa bağlı görünür herhangi bir etki bulunmamaktadır. Tek doz PegIntron ile tedavi edilen yaşlı hastalardan alınan veriler, PegIntron dozunda yaşa bağlı bir değişikliğin gerekli olmadığını göstermektedir (Farmakokinetik Özellikler Bölümü’ne bakınız). 18 yaşın altındaki hastalarda kullanım: PegIntron'un çocuklarda ya da 18 yaşından küçük adolesanlarda kullanımı önerilmemektedir, çünkü bu grupta edinilmiş deneyim bulunmamaktadır. Kullanma talimatı PegIntron, tek kullanımlık toz halinde 100 mikrogram dozunda peginterferon alfa-2b şeklinde sunulmaktadır. 0.5 ml'lik bir çözelti uygulaması için, her ampul 0.7 ml enjeksiyonluk su ile kullanıma hazırlanmalıdır. PegIntronun hazırlanmasında, dozun ölçülmesi ve enjekte edilmesi sırasında küçük bir hacim kaybı olmaktadır. Bu nedenle, 0.5 ml PegIntron enjeksiyon çözeltisinde etikette belirtilen dozun verilebilmesini sağlamak amacıyla, her flakon fazla miktarda çözücü ve PegIntron tozu içermektedir. Hazırlanmış çözeltinin konsantrasyonu 100 mikrogram/0.5 ml olmaktadır. Ambalaj içindeki steril enjeksiyon şırıngası ve uzun enjeksiyon iğnesi ile PegIntron flakonu içine 0.7 ml enjeksiyonluk suyu ilave ediniz. Hafifçe çalkalayarak tozun tamamen çözülmesini sağlayınız. Gerekli dozu steril enjeksiyon şırıngası ve kısa subkutan enjeksiyon iğnesi ile enjekte ediniz. Bütün parenteral ilaçlarda olduğu gibi, hazırlanan çözeltiyi uygulamadan önce gözle kontrol ediniz. Renk değişikliği var ise kullanmayınız. Çözeltinin kullanılmayan bölümünü atınız. Doz Aşımı Klinik çalışmalarda, hiçbiri reçetelenen dozun iki katından fazla olmayan aşırı dozların kazayla alındığı bildirilmiştir. Ciddi reaksiyonlarla karşılaşılmamıştır. PegIntron uygulamasına devam edildiğinde istenmeyen etkiler ortadan kalkmıştır.


İlaç Fiyatı 1169.11 TL


Reçeteli Verilir.


PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK TAKDİM ŞEKİLLERİ


* PEGINTRON REDIPEN 50 MCG SUBKUTAN KİT
* PEGINTRON REDIPEN 80 MCG SUBKUTAN KİT
* PEGINTRON REDIPEN 100 MCG SUBKUTAN KİT
* PEGINTRON REDIPEN 120 MCG SUBKUTAN KİT
* PEGINTRON REDIPEN 150 MCG SUBKUTAN KİT
* PEGINTRON 50 MCG SUBKUTAN KİT
* PEGINTRON 100 MCG SUBKUTAN KİT
* PEGINTRON 120 MCG SUBKUTAN KİT
* PEGINTRON 150 MCG SUBKUTAN KİT

Pegasys 180 mg 1 hazır şırınga

» Immunglobulin


Etken Maddesi
Peginterferon Alfa 2a


PEGASYS 180 MG 1 HAZIR ŞIRINGA

İthal, Beşeri bir ilaçdır.


FORMÜLÜ


Her bir kullanıma hazır şırınga 0.5 ml’lik çözelti içinde 180-135 mikrogram peginterferon alfa-2a içerir.



ENDİKASYONLARI


Pegasys erişkin hastalarda kronik hepatit C’nin tedavisinde aşağıdaki durumlarda endikedir:Köprüleşme fibrozu olmayan veya köprüleşme fibrozu olan, sirozlu veya sirozu olmayan hastalarda. Karaciğer yetmezliği bulunmayan, kronik hepatit C’nin histolojik bulguları ve serum göstergeleri bulunan (örn. anti-HCV, transaminazlarda yükselme, HCV-RNA) hastalarda endikedir.


KONTRENDİKASYONLARI


Aktif maddeye veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık, alfa interferonlara aşırı duyarlılık, otoimmün hepatit, ciddi psikiyatrik bozukluk öyküsü, tiroid anormallikleri, ciddi hepatik disfonksiyon, kontrol edilmeyen nöbet bozuklukları ve/veya merkezi sinir sistemi fonksiyonunda bozukluk, gebelik, yardımcı madde olarak benzil alkol kullanılması nedeniyle 3 yaşına kadar olan çocuklar ve yenidoğanlar.


UYARILAR & ÖNLEMLER


İnterferon tedavisi (Pegasys dahil) gören hastalar psikiyatrik istenmeyen olaylar açısından dikkatle izlenmelidir. Kalp hastalığı, hepatik, renal, myeloid fonksiyon bozukluklarında dikkatle kullanılmalıdır. Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı Pegasys gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Pegasys tedavisinden veya emzirmeden hangisinin kesileceği kararı, Pegasys tedavisinin anne açısından önemi göz önüne alınarak verilmelidir.


YAN ETKİLER


Pegasys ile en sık bildirilen istenmeyen etkiler hafif-orta şiddettedir ve dozaj değişikliği veya tedavinin kesilmesine gerek kalmadan tedavi edilir. Grip benzeri semptomlar, gastrointestinal, kardiyovasküler, üriner, hematopoetik, solunum, sinir sistemi, deri ve mukozalarda istenmeyen etkiler oluşabilir. Beklenmeyen bir etki görüldüğünde doktorunuza başvurunuz.


ETKİLEŞMELER


Aşağıda belirtilen transplantasyon tedavileri klinik çalışmalarda Zenapax'la birlikte uygulandığında hiçbir etkileşim görülmemiştir: siklosporin, mikofenolat mofetil, gansiklovir, asiklovir, tacrolimus, azatioprin, antitimosit immün globulin, muromonab-CD3 (OKT3) ve kortikosteroidler.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Pegasys’in önerilen dozu 48 hafta süreyle, haftada bir kez, subkutan yolla uygulanan 180 mikrogram’dır.12 haftalık tedaviden sonra yanıt vermeyen hastalarda tedavinin kesilmesi düşünülmelidir. Kreatinin klirensi 20 ml/dk.'dan yüksek olanlarda doz ayarı gerekmez.İstenmeyen reaksiyonların giderilmesi için doz değişikliği gerektiğinde başlangıçta 135 mcg'a inilmesi genellikle yeterlidir. Bazı olgularda 90 mcg veya 45 mcg'ye düşülmesi gerekir.Nötrofil sayısı 750 mm3'ün altında olduğu zaman doz azaltılmalı ve 90 mcg uygulanmalıdır


İlaç Fiyatı 393.85 TL


Reçeteli Verilir.


PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK TAKDİM ŞEKİLLERİ


* PEGASYS 135 MG 1 HAZIR ŞIRINGA
* PEGASYS 135 MG 4 HAZIR ŞIRINGA
* PEGASYS 180 MG 4 HAZIR ŞIRINGA

peflacine 400 mg 10 TABLET

» Antibakteriyel


Etken Maddesi
Pefloksasin


PEFLACINE 400 MG 10 TABLET

Yerli, Beşeri bir ilaçdır.


FORMÜLÜ


Her Kaplanmış Tablette, 400 mg Pefloksasin (Mesilat dihidrat şeklinde) , boyar madde olarak titanyum dioksit içerir.


ENDİKASYONLARI


PEFLACINE, yetişkinlerde Gram negatif basillerin ve/veya stafilokokların neden olduğu aşağıdaki enfeksiyonlarda kullanılır. -septisemi ve endokarditlerde -beyin zarı iltihaplarında -solunum yolu enfeksiyonlarında -kulak-burun-boğaz enfeksiyonlarında -böbrek ve üriner sistem enfeksiyonlarında -jinekolojik enfeksiyonlarda -abdominal ve hepato-biliyer enfeksiyonlarda -kemik ve eklem enfeksiyonlarında -deri enfeksiyonlarında


KONTRENDİKASYONLARI


Kinolon grubu ilaçlara karşı allerjisi olanlarda -15 yaşından küçük çocuklarda -Gebelikte -Emziren annelerde Glikoz-6-fosfat dehidrojenaz eksikliğinde kullanılmamalıdır.


UYARILAR & ÖNLEMLER


Streptokoklar ve pnömokoklar pefloksasine karşı orta derecede bir duyarlılık gösterirler. Bu nedenle yukarıdaki bakterilere ait hastane dışı enfeksiyonlarında, ilaç bakteriyel duyarlık testlerine uygun olarak kullanılmalıdır. -Tedavi sırasında fotosensitivite reaksiyonlarına yol açmamak için güneş ya da ultraviyole ışığından kaçınmalıdır. -Ağır karaciğer yetmezliğinde dozun ayarlanması gereklidir. Gebelik ve Laktasyon Kontrendikedir.


YAN ETKİLER


Klinik araştırmalar sırasında seyrek olarak aşağıdaki yan etkiler bildirilmiştir: -Sindirim yolu belirtileri : Mide ağrısı, bulantı, kusma -Allerjik, ışığa karşı duyarlılık tipindeki deri reaksiyonları -Kas ve eklem ağrıları -Yüksek dozlarda (günde 1.600mg) kullanıldığında trombositopeni Nörolojik belirtiler: Baş ağrısı, dikkat ve uyku bozuklukları.


ETKİLEŞMELER


Magnezyum ve alüminyum içeren antasidlerle birlikte alınmamalıdır. Bu takdirde peflasinin emilimi azalır. Böyle bir durumda antasidler Peflacine’den 2 saat sonra alınmalıdır


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Ağız yoluyla Peflacine tablet, sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa yemek ile birlikte alınır. -Karaciğer fonksiyonları normal olan yetişkinlerde günlük ortalama doz 800 mgdır. (2 tablet). Etkin kan yoğunluklarına daha kısa sürede erişmek amacıyla tedavinin başlangıcında 800 mg lık bir yükleme dozu uygulanabilir. -Karaciğer yetmezliğinde : Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda günlük doz ayarlaması, dozlar arasındaki sürelerin uzatılması yoluyla yapılır. -Böbrek yetmezliğinde dozun azaltılmasına gerek yoktur.


İlaç Fiyatı 12.59 TL


Reçeteli Verilir.


PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK TAKDİM ŞEKİLLERİ


* PEFLACİNE 400 MG 1 AMPUL

pedrin 100 ml şurup

» Bronkodilatör, Ekspektoran


Etken Maddesi
Efedrin HCL + Gliseril Gayakolat


PEDRİN ŞURUP 100 ML

Yerli, Beşeri bir ilaçdır


FORMÜLÜ


2 grGliseril gayakolatŞişe0.3 grEfedrin hciŞişe


ENDİKASYONLARI


2 grGliseril gayakolatŞişe0.3 grEfedrin hciŞişe


ENDİKASYONLARI


Boğmaca, kızamık, üşütme ve gripal çocuk öksürükleri. Akut ve kronik bronşit, anfizem ve bronkospatik solunum yolu hastalıkları ile oluşan reversibi bronkospazmaların semtomatik tedavisinde endikedir.


KONTRENDİKASYONLARI


Koroner arter hastalığı, kardiyat eritmesi gibi ciddi kalp hastalığı olanlar, ileri derecede prostat hipertrofiller, hipertansiyonlu, tretoksikozlu, dar açılı glokomlu hastalar bu ilacı kullanmamalıdır.


UYARILAR & ÖNLEMLER


Yaşlılar, uykusuzluk çekenler, hamile veya emzikli olanların bu ilacı kullanmaları tavsiye edilmez.


YAN ETKİLER


Yüksek dozlarda mide bulantısı, kusma terleme, taşikardi, idrar zorluğu, yorgunluk hissi ve uykusuzluk yapabilir. Kan basıncında yükselme yapabilir. Aynı belirtiler normal dozlarda dahi ortaya çıkarsa doktora danışılmalıdır.


ETKİLEŞMELER


Ergometrin, metilergometri, ve oksitosin ile birlikte kullanılması ile hipertansiyon digitalis glikozitleri ve halothane ile birlikte alındığında kalp ritmi bozuklukları ortaya çıkabilir.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Büyüklerde günde 3-4 defa 1.5 ölçek yemeklerden sonra, 6-12 yaş arası çocuklarda günde 3-4 defa 3/4 ölçek yemeklerden sonra, 2-6 yaş arası çocuklarda günde 3-4 defa 1/4 ölçek yemeklerden sonra, 2 yaşın altındaki çocuklarda kullanılması önerilmez.Dozlar arasındaki süre 4 saatten az olmamalıdır.



İlaç Fiyatı 3.92 TL



Reçeteli Verilir.

peditus 100 cc şurup

» Analjezik, Antipiretik, Antihistaminik, Ekspektoran


Etken Maddesi
Paracetamol + Guaifenesin + Pyrilamine maleate + Phenylephrine HCl


PEDITUS 100 CC ŞURUP

Yerli, Beşeri bir ilaçdır.


FORMÜLÜ


Her 5ml'de (1 ölçek); Parasetamol 120 mg, Guaifenezin 50 mg, Prilamin maleat 6.25 mg, Fenilefrin HCL 5 mg, Alkol,Koruyucu Madde ;Metil paraben,Propil paraben, Boyar Madde;Tartarazin,Tatlandırıcı ve Koku Verici; Sakkaroz, Sodyum siklamat,Sodyum sakkarin,Portakal esansı.


ENDİKASYONLARI


Nezle,grip ve diğer üst solunum yolları enfeksiyonlarında görülen yüksek ateş,öksürük ve bronş irritasyonu durumları, nezle ve diğer enfeksiyonlarda ortaya çıkan burun tıkanıklıkları, bronşiyal sekresyonların sulandırılması ve yumuşatılması, nezle, grip ve diğer solunum yolu enfeksiyonları ile birlikte görülen baş ağrısı,kas ve eklem ağrıları.


KONTRENDİKASYONLARI


Hepatosellüler yetersizlik.


UYARILAR & ÖNLEMLER


Bileşiminde bulunan tartarazin nedeniyle aşırı duyarlılık reaksiyonları görülebilir. Bileşimindeki Fenilefrin HCL nedeniyle kardiyovasküler hastalık, hipertansiyon, glokom, diyabet, hipertiroidi ve prostat hipertrofisi durumlarında, ancak doktor tavsiyesi ile küçük dozlarda kullanılabilir.Yine bileşiminde bulunan Prilamin maleat sedasyon yaparak dikkat azalması ve refleks kaybına yol açabileceğinden,özel dikkat gerektiren işlerde çalışanlara ve vasıta kullananlara verilmemelidir.Yine sedatif etki şiddetleneceğinden birlikte alkol alınmamalı ve varsa birlikte kullanılan sedatif ve hipnotiklerin dozları azaltılmalıdır.Çocuklarda ve yetişkinlerde 3 günden fazla süren 39.5 C'den yüksek ateşli durumlarda kullanılmamalıdır


YAN ETKİLER


Genellikle yüksek dozlarda şurup kullananlarda baş dönmesi, sinirlilik,kan basıncında yükselme, kalp çarpıntısı,bulantı,idrar zorluğu, sedasyon,uyuşukluk,deri döküntüleri,kaşıntı görülebilir.Bu durumlarda doz azaltılmalı veya ilaç kesilmelidir. Önerilen dozlarda uzun süre kullananlarda hepatotoksik etki gösterebilir.


ETKİLEŞMELER


Yoktur.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Çocuklarda: 3 yaşına kadar günde 3 defa yarım ölçek (2.5 ml). 3-6 yaş; günde 3 defa 1 ölçek (5 ml). 6 yaşından yukarı her dört saatte bir,1 ölçek (5 ml). Büyüklerde: Günde her 4 saatte bir,2 ölçek (10 ml). Çocuklarda 24 saatte 5 dozdan fazla verilmemeli ve 2 yaşın altındaki çocuklarda doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır. Doktor tarafından başka türlü önerilmemiş ise 5 günden fazla kullanılmamalıdır.


İlaç Fiyatı 2.36 TL


Reçeteli Verilir.

22 Eylül 2010 Çarşamba

pedimat 200 mg 10 supozituar

» Analjezik, Antipiretik, Sedatif


Etken Maddesi
Paracetamol + Phenobarbital


PEDIMAT 200 MG 10 SUPOZİTUAR

Yerli, Beşeri bir ilaçdır.


FORMÜLÜ


Her supozituvar; Parasetamol ....... 120 mg, Fenobarbital ........ 5 mg, Sıvağ ........…. y.m.
ENDİKASYONLARI


Konvulsiyon ihtimalinin olduğu yüksek ateş durumlarında; Sinirsel ve ağrıya bağlı çocuk uykusuzluklarında


KONTRENDİKASYONLARI


Parasetamol ve fenobarbitale karşı bilinen aşırı duyarlılığı olanlarda ve porfirili hastalarda kullanılmamalıdır. Ağır böbrek ve karaciğer yetmezliği olanlarda kontrendikedir.
UYARILAR & ÖNLEMLER


Karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğunda, akciğer hastaları ile daha önce anemisi olanlarda doktor kontrolü altında kullanılmalı ve karaciğer fonksiyonları düzenli olarak izlenmelidir. Karaciğer etkileyen diğer ilaçlar ile tedavi edilen hastalarda doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır. Doktor tavsiyesi olmadan çocuklarda 5 günden fazla süren ağrılarda, 39.5oC'den fazla ateşi olanlarda, 3 günden daha uzun süren ateşte veya tekrarlayan ateşli vakalarda kullanılmamalıdır


YAN ETKİLER


Pedimat Supozituvar parasetamol ve fenobarbitale duyarlı çocuklarda ciltte bozukluk yapabilir. İlacın kesilmesi ile bu belirtiler kaybolur. Tedavi dozundan fazlası kullanıldığı takdirde parasetamole bağlı kusma,gastrointestinal kanama, karaciğer hasarı (Parasetamol’ün aşırı dozunda doza bağlı bir komplikasyondur, 12-48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir, protrombin zamanı uzayabilir. Ancak klinik semptomlar dozun alınmasından 1-6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.10g.ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.), serebral ödem, hipoglisemi ve renal tubuler nekroz, anemi, methemoglobinuri, merkezi sinir sistemi uyarıları olabilir. Bileşimindeki fenobarbital tedavi dozunun üstüne çıkılan durumlarda uyuşukluk, dalgınlık, baş dönmesi ve solunum depresyonuna yol açabilir.


ETKİLEŞMELER


Yoktur


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Doktor tarafından başka bir şekilde önerilmediği takdirde; 1 yaşına kadar:Günde 1-2 supozituvar, 1-2 yaş arası :Günde 1-3 supozituvar, 3-6 yaş arası :Günde 4 supozituvar. Supozituvarlar 6 saat arayla uygulanmalıdır. Supozituvar dışkı yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Supozituvar yumuşamış ise soğuk suya batırılarak sertleştirilir.


İlaç Fiyatı 1.35 TL


Reçeteli Verilir.


PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK TAKDİM ŞEKİLLERİ


* PARANOX 120 + 15 MG SUPOZİTUVAR
* PİROFEN 10 SUPOZİTUVAR

pedilin 125 ml şurup

» Ekspektoranlar


Etken Maddesi
Difenhidramin + Amonyum klorür


PEDILIN 125 ML ŞURUP
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.


FORMÜLÜ


1 ölçek (5 mI) Şurup; etken madde olarak 14 mg Difenhidramin Hidroklorür ve 120 mg Amonyum Klorür ile, tatlandırıcı olarak şeker; koku ve lezzet verici olarak Karamel; Ahududu esansı; Mentol; boyar madde olarak Ponceau 4R; çözücü olarak Alkol ve ayrıca Sodyum sitrat içerir.


ENDİKASYONLARI


Soğuk algınlığı ve gripal durumlarda görülen boğaz ve bronşiyal irritasyon sonucu ortaya çıkan öksürüklerde kullanılır


KONTRENDİKASYONLARI


Bileşimindeki maddelerden herhangi birine karşı önceden oluşmuş aşırı duyarlılık durumlarında kontrendikedir. Monoarminoksidaz inhibitörü alanlar, dar açılı glokomlu hastalar, prostat hiperirofisi olanlar, astım nöbeti geçiren hastalar ile 1 yaşından küçük bebeklerde kullanılmamalıdır. Amonyum tuzlan karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğunda kontrendikedir.


UYARILAR & ÖNLEMLER


Motorlu araç ve makine kullananlar tarafından alındığında Difenhidramin'in dikkat ve refleks kaybı oluşturabileceği unutulmamalıdır. Trankilizanlar, hipnotik ilaçlar ve alkol ile birlikte kullanıldığında, depresif etkinin artabileceği göz önüne alınmalıdır. Bu ürünü kullanırken difenhidramin içeren başka ilaçlar (dahilen veya haricen) kullanmayınız. Hamileler ile süt veren anneler tarafından kullanılması önerilmez.


YAN ETKİLER


En sık görülen yan etkiler şunlardır: “Sinir sistemine ilişkin (sedasyon; uyku hali; baş dönmesi; koordinasyon bozuklukları). Solunum sistemine ilişkin (bronşiyal sekresyon kıvamının artışı), ‘Gastrointestinal sisteme ilişkin (Epigastrik disties), Genito-üriner sisteme ilişkin (idrar retansiyonu), “Kardiyovasküler sisteme ilişkin (hipotansiyon; başağrısı; palpitasyon), Genel olarak (ürtiker; fotosensitivite; aşırı terleme; ağız, burun, boğaz kuruluğu). Çocuklarda yüksek dozda kullanıldığında, eksitasyon ve bulantı görülebilirsede, ilacın kesilmesi ile ortadan kalkar.


ETKİLEŞMELER


yoktur


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Hekim tarafından başka bir biçimde önerilmedikçe; Erişkinler için: 2-3 saatte bir 1-2 ölçek (5-10 mI). 6-12 yaş arası çocuklar için: 3-4 saatte bir 1 ölçek (5 mI). 1-5 yaş arası çocuklar için: 3-4 saatte bir 1/2 ölçek (21/2 mI) uygulanır. DOZ AŞIMI: Yanlışlıkla ya da kasıtlı olarak aşırı dozda kullanıldığında, hastayı kusturmak için bir bardak su ya da süt verilmelidir. Aspirasyona karşı önlem alınmalıdır. Eğer hasta kusmazsa, ilacın kullanılmasını takiben 3 saat içerisinde gastrik lavaj uygulanmalıdır.Lavaj çözeltisi olarak izotonik ya da yarı-izotonik tuzlu su kullanılır. Tuzlu katartikler (Miik ot magnesia gibi) verilebilir.Hipotansiyon için vazopresörler kullanılabilir.Stimülanlar uygulanmamalıdır.


İlaç Fiyatı 3.32 TL


Reçeteli Verilir.

pedifen 100 mg 100 ml şurup

» Analiezik, Antipiretik, Antienflamatuar


Etken Maddesi
İbuprofen


PEDIFEN 100 MG 100 ML ŞURUP


Yerli, Beşeri bir ilaçdır.


FORMÜLÜ


Beher 5 ml’lik ölçek 100 mg ibuprofen BP. boyar madde olarak sunset yellow FC edicol koruyucu olarak metilparaben, propilparaben ve sodyum benzoat, koku maddesi olarak orange flavour ve tatlandırıcı olarak şeker ihtiva eder.


ENDİKASYONLARI


PEDİFEN Pediatrik Şurup ateş düşürücü ve ağrı kesici aneljezik etkisinin görüldüğü (20 mg/kg) günlük dozlarında çocukların sık görülen ve ateş ile ağrının eşlik ettiği soğuk algınlığı ve gripal enfeksiyonlarında, yumuşak doku yaralanmalarında, eklem ve kasların burkulma ve zorlanmalarına bağlı ağrılarda, pediatride semptomatik amaçla kullanılır. Aynı amaçlar için kullanılacak tablet ve draje preparatlarını yutma güçlüğü gösteren çocuk ve yaşlı hastalarda tavsiye edilir. Romatoid artritlerde, osteoartritlerde Still hastalığında (juvenil romatoid artrit) eklem dışı romatizmalarda daha yüksek dozlarıyla (günde 40 mg/kg’a kadar) kullanılır.


KONTRENDİKASYONLARI


PEDİFEN ciddi ve aktif peptik ülserli hastalarda kullanılmamalıdır.


UYARILAR & ÖNLEMLER


Bronşiyal astım geçiren ya da eskiden geçirmiş olan kişilerde bronkospazm görülebilir. Çapraz duyarlılık görülebileceğinden asetilsalisilik asit ve diğer non-steroidal antienflamatuar ilaçlara karşı astım rinitis ve ürtiker gibi duyarlılık belirtileri gösteren hastalara PEDİFEN verilmemelidir. Ayrıca hemorajik diatezi bulunanlara ve kumarın sınıfı antikoagülan kullananlara da verilmemelidir. Hamilelikte zorunlu olmadıkça kullanılmamalıdır.


YAN ETKİLER


Dispepsi, gastrointestinal intolerans ve kanama, çeşitli tipte cilt döküntüleri ve daha az sıklıkla trombositopeni bildirilmiştir. Nadir olmakla birlikte, hipersensitivite reaksiyonlarına karaciğer fonksiyon testlerinde bozulmaya, interstisyel nefrit dahil, renal fonksiyon bozulmasına ya da nefrotik sendroma, agranilositoza ve trombositopeniye neden olduğu bildirilmiştir.


ETKİLEŞMELER


Tedavi edici dozlarda kullanıldığında diğer ilaçlara karşı ya da onlarla birlikte bir etki yarattığı gözlenmemiştir. Yine de tiyazit grubu diüretikler kullanan hastalara dikkatle uygulanmalıdır. Oral antikoagülanların etkisini arttırabilir.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


1 yaşın altındaki ve 7 kg’dan az olan çocuklarda kullanılması tavsiye edilmez. Çocuklar için tavsiye edilen günlük doz, vücut ağırlığının her kg’ı için 20 mg’dır. Bu doz bölünmüş dozlar halinde günde 3-4 defa da verilir. Jüvenil romatoid artritte günlük doz kg başına 40 mg’a kadar verilebilir. Bu doz bölünmüş dozlar halinde verilir. 30 kg’dan hafif olan çocuklarda 24 saat boyunca verilen toplam doz 500 mg’ı aşmamalıdır. Yetişkinlerde hafif ve orta şiddette ağrılarda günlük ortalama doz 1200 mg’dır. Hastanın durumuna göre 600 mg ile 1200 mg arası günlük doz ayarlanır PEDİFEN Pediatrik Şurup aç karnına alındığında absorbsiyonu daha hızlıdır. Ancak gastrointestinal yan etkilerini azaltmak amacıyla tercihen yemeklerden sonra alınmalıdır. AŞIRI DOZ VE TEDAVİSİ: Spesifik bir antıdotu yoktur. Gastrik lavaj ve semptomatik tedavi yapılır. Gerekirse serum elektrolitleri düzeltilir.


İlaç Fiyatı 2.23 TL


Reçeteli Verilir


PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK TAKDİM ŞEKİLLERİ


* PEDIFEN-ATAFARM
100 cc 100/5 Mg / Ml Şurup



İLAÇ EŞDEĞER ANALİZİ ( MUADİLLERİ)


* REPOZAL 200 MG 20 TABLET
* SUPRAFEN 400 MG 20 DRAJE
* ARTRIL 400 MG 20 FİLM TABLET
* BIOPHEN 400 MG 20 DRAJE
* UPREN 400 MG 20 TABLET
* BALAFEN PEDİATRİK ŞURUP 100 ML
* NUROFEN DRAJE 200 MG 20 DRAJE
* TEMSOFEN 200 MG 20 DRAJE
* GEROFEN 100 ML SÜSPANSİYON
* DOLVEN PEDIYATRIK 100 ML ŞURUP
* KIDDYFEN PEDIATRIK 100 ML SÜSPANSİYON
* IBUFEN 100 ML ŞURUP
* IBUFEN 100 ML ŞURUP
* GEROFEN 200 MG 20 DRAJE
* BALAFEN PEDİATRİK ŞURUP 120 ML
* DOLVEN PEDIYATRIK 120 ML ŞURUP
* ULTRAFEN 5 MG 100 ML SUSPANSIYON
* PROFEN 400 MG 20 TABLET
* BRUFEN 400 MG 20 DRAJE
* BIOPHEN 400 MG 30 DRAJE
* ARTRIL 400 MG 30 FİLM TABLET
* SIYAFEN 400 MG 30 TABLET
* İBUTRİT 400 MG 30 TABLET
* NUROFEN 200 MG 30 DRAJE
* ADVİL LİQUİGEL 200 MG 10 KAPSÜL
* ARTRIL 600 MG 20 FİLM TABLET
* PROFEN FORT 600 MG 20 TABLET
* BRUFEN 600 MG 20 FİLM TABLET
* NUROFEN 400 MG 30 DRAJE
* SUPRAFEN 400 MG 30 DRAJE
* UPREN 400 MG 30 TABLET
* BRUFEN 400 MG 30 DRAJE
* BRUFEN 400 MG 30 DRAJE
* İBUTRİT 600 MG 30 TABLET
* ROFEN 0,4 GR 30 TABLET
* GEROFEN %5 JEL 40 GR
* ARTRIL JEL %5 40 GR JEL
* PROFEN % 5 40 GR JEL
* PROFEN FORT 600 MG 30 TABLET
* ARTRIL 600 MG 30 FİLM TABLET
* BRUFEN 600 MG 30 FİLM TABLET
* BRUFEN 600 MG 30 FİLM TABLET
* IBU- 600 MG 20 SALINIM TABLET
* ADVİL LİQUİGEL 200 MG 20 KAPSÜL
* DOLGİT KREM %5 50 GR KREM
* BRUFEN RETARD 800 MG YAVAŞ SALINIMLI 14 FİLM TABLET
* BIOPHEN 400 MG 100 DRAJE
* ADVİL LİQUİGEL 200 MG 40 KAPSÜL
* SUPRAFEN 400 MG 100 DRAJE
* PROFEN 400 MG 100 TABLET
* BRUFEN RETARD 800 MG 28 FİLM TABLET
* PROFEN FORT 600 MG 100 TABLET

pediasure 400 mg ek besin

» Ek besin


FORMÜLÜ


MineralTozVitaminTozKarbonhidratTozLipidTozAminoasitTozProteinToz


ENDİKASYONLARI


1-10 yaş arası çocuklarda tam ve dengeli beslenme amacıyla kullanılır. Total besinsel destek veya düzenli yemek alışkanlıkların geliştirmek için ek besin kaynağı olarak da kullanılabilir. Yoğun ve aktif yaşam biçimlerini, sağlıklı büyümeyi desteklemek ve nekahat dönemlerinde de endikedir.


KONTRENDİKASYONLARI


Kardiyovasküler ve karaciğer hastalığı olanlarda kontrendikedir.


UYARILAR & ÖNLEMLER


Açılmış kutular 3 hafta içinde kullanılmalıdır. Galaktozemili hastalarda kullanılmaz.


YAN ETKİLER


MİDE iritasyonu, diyare, bulantı, kusma, cilt kızarıklığı, terleme ve kaşıntı gibi yan etkiler görülebilir.


ETKİLEŞMELER


Aşağıda sıralanan ilaçların non-depolarizan nöromusküler blok yapıcı maddelerin aktivitesinin şiddetini ve/veya süresini etkiledikleri gösterilmiştir.- Etykiyi arttıranlar: * Anestezik maddeler: Halotan, eter, enfluran, isofluran, siklopropan, tiyopenton, metoheksital, ketamin, fentanil, gammahidroksibütirat, etomidat, propenidid* Diğer İlaçlar diğer non-depolarizan kas gevşeticiler, süksemetonyumdan sonra uygulanması, aminoglikozid ve polipepdit antibyotikler, diüretikler, betaadrenerjik blok yapıcı ajanlar, imidazol, metronidazol, tiamin, M.A.O. inhibitörleri, kindin, protamin, fenitoin, x -adrenerjik bloker ajanlar, megnezyum, tuzları.Etkiyi azaltanlar: Neostigmin, edrofonyum, piridostigmin, ayrıca Pavulon'un kortikosteroidler, noradrenalin, azatioprin, teofilin, KCl, NaCl, CaCl2 kullanımından sonra verilmesi Değişken etki oluşturanlar:Pavulon uygulamasından sonra kullanılan depolarizan kas gevşeticileri nöromusküler blokaj etkisini arttırabilir ya da azaltabilir


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


225 ml'lik bir beslenme karışımının hazırlanışı: 190 ml'lik soğuk su içine 5 ölçek toz çözünür. 1kcal/ml'lik solüsyon hazırlanır.


PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK TAKDİM ŞEKİLLERİ


*
PEDIASURE
[Kakaolu Toz 400 Gr]


* PEDIASURE
[250 Ml]

pedan 125 ml şişe

» Antitüssif


FORMÜLÜ


63.28mg/5mlOksalamin sitratŞurup


ENDİKASYONLARI


Amfizem, boğmaca gibi öksürükte endikedir.


KONTRENDİKASYONLARI


Kardiyovasküler ve karaciğer hastalığı olanlarda kontrendikedir.


UYARILAR & ÖNLEMLER


Alkol, santral sinir sistemi depresanları ve hipnotiklerle birlikte kullanılmaz. Balgam atılımını inhike edeceğinden kronik bronşit ve bronşiyektazlı hastalarda kullanılmaz. Oluşabilecek uyuşukluk nedeni ile motorlu araç kullanan hastalar uyarılmalıdır


YAN ETKİLER


Mide iritasyonu, diyare, bulantı, kusma, cilt kızarıklığı, terleme ve kaşıntı gibi yan etkiler görülebilir.


ETKİLEŞMELER


Aşağıda sıralanan ilaçların non-depolarizan nöromusküler blok yapıcı maddelerin aktivitesinin şiddetini ve/veya süresini etkiledikleri gösterilmiştir.- Etykiyi arttıranlar: * Anestezik maddeler: Halotan, eter, enfluran, isofluran, siklopropan, tiyopenton, metoheksital, ketamin, fentanil, gammahidroksibütirat, etomidat, propenidid* Diğer İlaçlar iğer non-depolarizan kas gevşeticiler, süksemetonyumdan sonra uygulanması, aminoglikozid ve polipepdit antibyotikler, diüretikler, betaadrenerjik blok yapıcı ajanlar, imidazol, metronidazol, tiamin, M.A.O. inhibitörleri, kindin, protamin, fenitoin, x -adrenerjik bloker ajanlar, megnezyum, tuzları.Etkiyi azaltanlar: Neostigmin, edrofonyum, piridostigmin, ayrıca Pavulon'un kortikosteroidler, noradrenalin, azatioprin, teofilin, KCl, NaCl, CaCl2 kullanımından sonra verilmesi Değişken etki oluşturanlar:Pavulon uygulamasından sonra kullanılan depolarizan kas gevşeticileri nöromusküler blokaj etkisini arttırabilir ya da azaltabilir.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Erişkinlerde 4x2 ölçek/gün dozda , 2-6 yaş arası çocuklarda 3-4x1/2 ölçek/gün dozda 6-15 yaş arası çocuklarda 3-4x1 ölçek/gün dozda, yemeklerden sonra kullanılır.

pd4 dianeal % 1 36 glu

» Steril ve apirojen


FORMÜLÜ


Her 1 litre solüsyonda: Glukoz anhidr 13.6 g Sodyum klorür 5.4 g Sodyum laktat 4.5 g Kalsiyum klorür 184 mg Magnezyum klorür (diyaliz için) 51 mg Enjeksiyonluk su q.s. Osmolarite: Yaklaşık 344 mOsm/litre’dir. Solüsyondaki elektrolit yoğunlukları (yaklaşık mmoI/litre) Sodyum 132 Kalsiyum 1.25 Magnezyum 0.25 Klorür 95 Laktat 40


ENDİKASYONLARI


Dianeal PD4 Peritoneal Diyaliz Solüsyonu (% 1.36 Glukozlu), akut ve kronik böbrek yetmezliği, şiddetli su retansiyonu, elektrolit dengesizlikleri ve akut zehirlenmelerde uygulanan periton diyalizinde kullanılır.


KONTRENDİKASYONLARI


Normal yoldan beslenmeyi engelleyen durumlarda; deri enfeksiyonu, açık yara ve yanık gibi karın yüzeyinin bütünlüğünü bozan durumlarda; yakın zamanda geçirilmiş ameliyat, fıtık gibi karın duvarının bütünlüğünü bozan durumlarda; fistül, yapışıklık ve tümör gibi karın içi boşluğun bütünlüğünü bozan durumlarda, peritoneal diyaliz solüsyonlarının kullanılması sakıncalı olabilir. İlerlemiş gebelik durumunda ya da yaygın sepsis veya ağır hemoroidi olan hastalarda tedavi yöntemi olarak periton diyalizi uygulamadan önce, elde edilecek faydalar, karşılaşılabilecek komplikasyonlarla birarada değerlendirildikten sonra karar verilmelidir.


UYARILAR & ÖNLEMLER


• Dianeal PD4 solüsyonları ile tedavi edilen hastaların serum kalsiyum ve fosfat düzeylerinin izlenmesi önerilir. • Hastanın sıvı dengesiyle ilgili kayıtlar doğru olarak tutulmalı ve vücut ağırlığı yakından izlenmelidir. Böylece aşırı ya da yetersiz hidrasyondan ve buna bağlı olarak oluşabilecek konjestif kalp yetmezliği, hacim açığı ve şok gibi tablolardan sakınmak mümkün olur. • Periton diyalizi sırasında % 3.86’lık Dianeal solüsyonlarının aşırı kullanılması, hastaların vücudundan önemli miktarlarda su kaybına neden olabilir. d) Akut böbrek yetmezliği vakalarında, girişim sırasında plazma elektrolit yoğunlukları periyodik olarak izlenmelidir. Tedavinin devamlı olarak uygulandığı hastalarda hematolojik parametrelerle, hastanın durumuna ilişkin diğer parametreler, periyodik olarak değerlendirilmelidir. • Periton diyalizi sırasında önemli miktarlarda protein, amino asit ve suda eriyen vitamin kaybı olabilir. Gerekli replasman tedavisi uygulanmalıdır. • Periton diyalizi her türlü akut zehirlenmede endike değildir. Merkezi sinir sisteminde depresyona ya da yalnızca orta dereceli morbiditeye yol açan ilaçlarla olan zehirlenmelerde çoğu hastada periton diyalizine gerek yoktur ve genellikle yaşamsal bulgular önemli derecelerde ya da progressif bir şekilde bozulmadığı durumlarda periton diyalizine gerek kalmaz. • Enfeksiyon olasılığının azaltılması açısından girişim boyunca ve diyalizler arasındaki değiştirme işlemleri sırasında aseptik teknik uygulanmalıdır. • Hiperkalemi durumlarında da kullanılabilmesi için solüsyona potasyum katılmamıştır. Serum potasyum düzeyinin normal ya da normalden düşük olduğu durumlarda, solüsyona potasyum klorür eklenebilir.


YAN ETKİLER


Uygulama yöntemi ya da solüsyonla ilgili sorunlar, periton diyalizi sırasında olumsuz reaksiyonlarla karşılaşılmasına neden olabilir. Karın ağrısı, kanama, peritonit, kateter çevresinde enfeksiyon, kateterin tıkanması ve ileus, uygulama tekniğine ve girişime bağlı olarak görülebilecek olumsuz reaksiyonlardır. Elektrolit ve sıvı dengesi bozuklukları, hipovolemi ya da hipervolemi, hipotansiyon ya da hipertansiyon, kas krampları ve disekilibrium sendromu diyalizde kullanılan solüsyonla ilgili karşılaşılabilecek olumsuz reaksiyonlardır. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.


ETKİLEŞMELER


Dekstran uygulanması öncesi; cross-matching, Rh araştırmaları ve kan tiplendirmesi yapabilmek için yeterli kan örnekleri alınmalıdır. Eğer dekstran uygulanmaya başlandıktan sonra tiplendirme ve cross-matching yapılmak istenirse, tuzlu su agütinasyonu ve indirekt antiglobulin yöntemleri kullanılmalıdır. Dekstran uygulanılması sonrası sülfürik veya asetik asit hidroliz yöntemiyle yapılan kan glikozu ölçümleri normalden yüksek değerler verebilir. Türbidimetrik yöntemler kullanılarak yapılan laboratuvar testleri de yalancı yükselmelere neden olabilir. Bu testler için dekstran uygulanması öncesi kan örneklerinin alınması önerilir. Heparinle birlikte verilmesi durumunda hemorajı riski söz konusudur.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Dianeal PD4 peritoneal diyaliz solüsyonları yalnız intraperitoneal yoldan kullanım içindir. Tedavi şekli, sıklığı, kullanılacak sıvının formülasyonu, hacmi, karın boşluğunda kalacağı süre ve toplam diyaliz süresi hastanın hekimi tarafından kararlaştırılır. Ortalama doz olarak günde, 1500-2000 ml’lik solüsyonların kullanıldığı 3 ile 5 değiştirme işlemine gerek duyulur. Şiddetli dehidratasyon ve hipovolemi tehlikesiyle karşılaşmamak ve protein kaybını olabildiğince azaltmak amacıyla, kullanılacak diyaliz sıvısının osmolaritesinin, hastanın gereksinimine yanıt veren en düşük osmolariteye sahip olmasına dikkat edilmelidir. Diyaliz sıvısına katılacak ilaçlar, ilaç geçimsizliği yaratabilir. Uygulama sırasında asepsi kurallarına uyulmalıdır. Notlar: Diyaliz solüsyonunun 37°C’a ısıtılması, hastanın girişim sırasında rahat etmesini sağlayabilir ve ısı kaybını azaltabilir. Kateterin tıkanmasını engellemek amacıyla diyaliz solüsyonlarına heparin eklenmesi önerilmektedir. ARALIKLI DİYALİZ Uygulamaya hazırlık: Aseptik teknik kullanılır. 1- En dıştaki koruyucu kılıf, yan taraftaki band çentikten aşağıya ve öne doğru çekilerek açılır. Solüsyonu içeren torba çıkarılır. 2- Diyaliz sıvısının bulunduğu torba sıkılarak solüsyon içinde tanecik ya da bulanıklık bulunup bulunmadığı kontrol edilir. Sızıntı yapan ya da içinde tanecik veya bulanıklık bulunan diyaliz sıvıları kullanılmamalıdır. 3- Diyaliz sıvısını içeren torba asılır. 4- Çıkış yerindeki mavi koruyucu çıkarılarak hazırlanmış setin bağlantı yeri buraya daldırılır. 5- Sistemin hazırlanması ve uygulama için yardımcı set ve gereçlere ilişkin kullanma talimatına uyulmalıdır. 6- Uygulama tamamlandıktan sonra bütün torba ve gereçler atılmalıdır; kısmen kullanılmış diyaliz sıvısı torbaları saklanmamalıdır. ALETLİ PERİTON DİYALİZİ Bu metod bir makina yardımı ile uygulanır. Diyaliz ya bir hastanede ya da hastanın evinde gece boyunca uygulanabilir. Makina başlangıçta uzman kişilerce programlanır. Bu tedavi biçiminde hasta yatmadan önce set ve solüsyon torbalarını periton diyalizi makinasına yerleştirir ve makinasını, kullandığı solüsyonun, setin ve makinanın kullanım talimatlarında önerildiği şekilde programlar. Makina hasta uykudayken gece boyunca (8-10 saat) periton boşluğuna diyaliz sıvısını verir, bekletir ve boşaltır ve böylece periton diyalizi işlemini gerçekleştirir. AYAKTAN UYGULANAN DEVAMLI PERİTON DİYALİZİNDE (SAPD) TORBA DEĞİŞTİRME İŞLEMİ UYARI: Bulaşma ve enfeksiyon olasılığını azaltmak için, bütün girişim boyunca asepsi kurallarına uyulmalıdır. Açıkta kalan bağlantı bölümlerinin bulaşmaya maruz kalmamasına dikkat edilmelidir. 1- Yeni solüsyon ısıtılmak isteniyorsa bu kuru ısı kullanılarak ve en dıştaki koruyucu kılıfı çıkarılmadan yapılmalıdır. Solüsyon torbası suya daldırılmamalıdır. Torba 38°C’ı geçen sıcaklıkta ısıtılmamalıdır. Isıtma işlemi için mikro-dalga fırın kullanılması önerilmez. 2- Değiştirme işleminde kullanılacaklar biraraya getirilerek, temiz bir yere yerleştirilmelidir. Sivri uçlu (spike) bağlantı sisteminde kullanılacak malzeme: yeni solüsyon torbası, solüsyon çıkış kapısı klempi, bir adet bağlantı kilidi, bant, maske. Vidalı bağlantı sisteminde kullanılacak malzeme: yeni solüsyon torbası, bağlantı kilidi, maske, solüsyon çıkış kapısı klempi. Entegre ayırma sisteminde kullanılacak malzeme: yeni solüsyon torbası, maske, iki adet tüp klempi, koruma kilitli (luer-lock) bağlantı kilidi ve yeni bir mini kapak. Solüsyona ilaç eklenmesi düşünülüyorsa gereken malzeme: iki 19 - 22 ga iğne ve enjektör, 2 bağlantı kilidi ve ilaçlar. Örnek alınması düşünülüyorsa gereken malzeme: 19 - 22 ga iğne ve enjektör, bağlantı kilidi. 3- Maske takılır. 4- Eller iyice yıkanır. 5- Kullanılmış torba açılarak drenaj pozisyonuna yerleştirilir. Klemp açılarak drenaja başlanır. 6- Yeni torba dış kılıfından çıkarılır. Dış kılıfın iç yüzünün nemlenmesi normaldir. Etiket ve solüsyonun berrak olup olmadığı kontrol edilmeli; torba sıkılarak, sızıntı olup olmadığına bakılmalıdır. Solüsyon berrak değilse ya da torba zedelenmişse; solüsyon kullanılmamalıdır. Çıkış konektörü üzerindeki mavi koruyucu gevşekse, yoksa veya ucu kapalı değilse, solüsyon kullanılmamalıdır. 7- Gerekiyorsa, yeni torbaya ilaç eklenir. İlaç uygulama yerinin hazırlanması ve ilacın uygulanması hekim talimatına uygun şekilde yapılmalıdır. İlaç uygulandıktan sonra, uygulama yeri sıkıştırılır ve torba sallanarak ilaçla solüsyonun iyice karışması sağlanır. A-Sivri (Spike) Tipte Konektör Kullanılması (TEKLİ TORBA) 8- Yeni solüsyon torbası, temiz bir çalışma yerine konulur. Bu torbanın çıkış yerleri yukarıya doğru bakar durumda olmalıdır. Torbanın üzerindeki ilaç uygulama bölümü, torbaya bantla tespit edilir. Çıkış hattına klemp konulur. 9- Drenaj tamamlandığında, setin üzerindeki klemp kapatılır. Bu kullanılmış torba çalışma alanına, yeni torbanın soluna yerleştirilir. Bu arada sivri konektörle torba bağlantısının, kenardan dışarı taşıyor olmasına dikkat edilir. 10- Eski bağlantı kilidi, kullanılmış torbanın konektör-torba bağlantı yerinden alınır ve solüsyon çıkış deliğine bir klemp konulur. 11- Yeni torbadaki konektörün ardından sıkıca tutularak çıkış deliği üzerindeki mavi koruyucu çıkarılır. Bu sırada bulaşma olmamasına dikkat edilmelidir. 12- Sol el ile kullanılmış torba klempi tutulur, diğer el ile de sivri bağlantı yeri çıkış yerinden ayrılır. Bu sivri bağlantı yeri elden bırakılmadan yeni torbanın solüsyon çıkış bölümünden içeri sokulur. Bu arada açıkta kalan kısımların bulaşmaya maruz kalmamasına dikkat edilmelidir. 13- Bağlantı yerine yeni bir bağlantı kilidi konur. Yeni torbanın solüsyon çıkış yerindeki klemp kaldırılır. 14- Maske çıkarılarak yeni torba asılır. Daha sonra B 17 ile B 20 arasında söylenenler uygulanmalıdır. B- Kilitli Konektör Parçasının Kullanımı (TEKLİ TORBA) 15- Yeni torba, solüsyon çıkışları yukarıda kalacak şekilde çalışma alanına yerleştirilir. Torbanın çıkış bağlantı parçasının, masa kenarından dışarıya taşıyor olmasına dikkat edilmelidir. 16- Drenaj tamamlandığında, setin üzerindeki dönerek açılıp kapanan klemp kapatılır. Kullanılmış torba çalışma alanına, yeni torbanın soluna yerleştirilir. Bu kullanılmış torbanın bağlantı bölümünün, masanın kenarından dışarı taşıyor durumunda olmasına dikkat edilir. Kullanılmış torbanın çıkışına klemp konulur. 17- Yeni torba, bağlantı yerinden tutularak mavi koruyucu çıkarılır. Bu sırada açıkta kalan yerlerde bulaşma olmamasına dikkat edilmelidir. (Bkz.Şekil 1) Eğer solüsyon devamlı dışarı damlıyorsa, yeni torbadaki bu solüsyon kullanılmamalıdır. 18- Kullanılmış torbanın bağlantı bölümündeki bağlantı kilidi çıkarılır ve atılır. Bu sırada açıkta kalan yerlerde bulaşma olmamasına dikkat edilmelidir. 19- Kullanılmış torbanın bağlantı parçası çentikli bölümünden sol el ile tutulur. Diğer el ile de, yine çentikli bölümünden set bağlantı parçası tutularak, ikisi birbirinden ayrılır (vidayı yuvasından söker gibi hareketlerle). Set bağlantı parçası elden bırakılmadan yeni torbanın bağlantı parçası alınır ve ikisi birbirine tespit edilir. Bu iki parça iyice oturana kadar tespit işlemine devam edilir. Açıkta kalan yerlerde bulaşma olmamasına dikkat edilmelidir. 20-Bağlantı yeri kilidinin bulunduğu paket açılır ve bulaşmaya maruz kalmamasına dikkat edilerek bu kilit bağlantı yeri çevresine geçirilir. Povidon-iyot çözeltisinin gereken şekilde dağılması için kilit bağlantı yeri çevresinde birkaç defa döndürülür. 21- Maske çıkarılarak yeni torba asılır. 22- Yeni torbadan sıvı akışını sağlamak için bir el ile tüp, diğer el ile bağlantı parçası tutularak, bir yöne doğru 90, öbür yöne doğru 180 derece çevirerek güvenlik kapsülü kırılır. 23- Tüp, kapsülün bulunduğu yerin hemen ardından kavranarak ve birkaç defa öne-arkaya doğru bükülerek güvenlik kapsülünün torbaya doğru en az 3 mm. kayması sağlanır. 24- Klemp açılarak diyaliz solüsyonunun periton boşluğuna akmasına izin verilir. Torba boşaldığında klemp kapatılır, ancak daha sonra kolay drenaj sağlayabilmek için torbada az miktarda sıvı bırakılması iyi olur. 25- Torba askıdan alınarak, bağlantı bölümü içeride kalacak şekilde kendi üzerine katlanır. Katlanmış torba bir cebe yerleştirilir, bu arada setin ya da kateterin dirsek yapmamasına dikkat edilir. 26- Kullanılmış solüsyonun berraklığı ve hacmi kontrol edilir, gerekirse örnek alınır. 27- Kullanılmış solüsyon tuvalete boşaltılır ve boş torba gereken şekilde atılır. C- Kilitli Konektör Parçasının (Entegre Sistem) Kullanımı (ÇİFTLİ TORBA) 28- Yeni torba, bağlantı parçasının ucu masanın kenarında kalacak şekilde çalışma alanına yerleştirilir. 29- Bağlantı yeri kilidinin bulunduğu paket açılır. 30- Yeni torbanın bağlantı bölümü çentikli kısmından kavranak set ucundaki mavi renkli koruyucu çıkartılır. Bu sırada açıkta kalan yerlerde bulaşma olmamasına dikkat edilmelidir . Eğer solüsyon devamlı dışarı damlıyorsa, yeni torbadaki bu solüsyon kullanılmamalıdır. 31-Transfer setinin ucundaki mini kapak setten ayrılarak atılır. 32- Set bağlantı parçası elden bırakılmadan yeni torbanın bağlantı parçası, çentikli bölümünden tutulur ve ikisi birbirine tespit edilir. Bu parça iyice oturana kadar tespit işlemine devam edilir. Açıkta kalan yerlerde bulaşma olmamasına dikkat edilmelidir. 33- Bağlantı yeri kilidi, bağlantı yeri çevresine geçirilerek çevresinde birkaç defa döndürülür. Maske çıkarılır. 34- İçinde solüsyon bulunan torba masa üzerinde dururken, boş torba drenaj pozisyonuna getirilir. 35- Periton boşluğundaki sıvının boş torbaya drenajı için, bir el ile beyaz güvenlik kapsülü üzerinden tüp, diğer el ile bağlantı parçası tutularak, bir yöne doğru 90, diğer yöne doğru 180 derece çevirerek güvenlik kapsülü kırılır. 36- Beyaz güvenlik kapsülü, tüp kapsülün bulunduğu yerin hemen ardından kavranarak birkaç defa öne-arkaya doğru bükülerek torbaya doğru en az 3 mm kaydırılır. 37- Transfer seti üzerindeki dönerek açılan klemp gevşetilerek periton boşluğundaki sıvının boş torbaya drenajı sağlanır. Daha sonra klemp kapatılır ve drenaj torbasına giden set üzerine klemp konur. 38- Dolu solüsyon torbası uygun yüksekliğe asılır. 39- Yeni torbadan sıvı akışını sağlamak için bir el ile yeşil renkli güvenlik kapsülü üzerinden tüp, diğer el ile bağlantı parçası tutularak, bir yöne doğru 90, diğer yöne doğru 180 derece çevirerek güvenlik kapsülü kırılır (Bkz. Şekil 5). 40- Yeşil güvenlik kapsülü, tüp kapsülün bulunduğu yerin hemen ardından kavranarak ve birkaç defa öne-arkaya doğru bükülerek torbaya doğru en az 3 mm. kaydırılır. Drenaj torbasına giden set üzerindeki klemp açılır. 41- Solüsyonun 15 saniye süreyle ve yaklaşık 100 mL miktarda drenaj torbasına akması sağlanır. Bu yıkama işlemi sonrası drenaj torbasına giden set üzerindeki klemp tekrar kapatılır. Bu aşamada gerek duyulursa, yeni torbaya ilaç eklenebilir. Enjeksiyon uygulama yerinin hazırlanması ve enjeksiyonun uygulanışı hekim talimatına göre yapılır. Solüsyonla uygulanan ilacın karışması için, enjeksiyon uygulama yeri sıkıştırılarak torba çalkalanır. 42- Transfer seti üzerindeki dönerek açılan klemp gevşetilerek yeni solüsyonun periton boşluğuna dolması sağlanır. Periton boşluğuna sıvı transferi bittiğinde bu klemp kapatılır. Giriş hattı üzerine ikinci klemp konur. 43- Yeni bir mini kapak alarak steril kılıfı açılır. Eller iyice yıkanarak çiftli torba, transfer setinden ayrılır. Transfer seti ucuna mini kapak takılır. 44- Kullanılmış solüsyonun berraklığı ve hacmi kontrol edilir, gerekirse örnek alınır. 45- Kullanılan malzeme atılır. Not: Yukarıda anlatılanlardan farklı uygulamalar için, hekim önerisine uyulmalıdır.


Reçeteli Verilir.


PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK TAKDİM ŞEKİLLERİ


* PD4 DIANEAL %1.36 GLU 2000/3000 ML.(MX.)
* PD4 DIANEAL %2.27 GLU 5000 ML.(MX.)
* PD4 DIANEAL %2.27 GLU 2000/3000 ML.(MX.)
* PD4 DIA %1.36 2.5 LT M.KAPAKLI ÇİFTLİ (MX.)
* PD4 DIA %1.36 2 LT M. KAPAKLI ÇİFTLİ (MX.)
* PD4 DIA %1.36 2 LT M. KAPAKLI ÇİFTLİ (MX.)
* PD4 DIA %3.86 2.5 LT.M.KAPAKLI ÇİFTLİ (MX.)
* PD4 DIA %3.86 2 LT M.KAPAKLI ÇİFTLİ (MX.)
* PD4 DIA %2.27 6 LT HOMECH SETLİ (MX.)
* PD4 DIA %2.27 1000/2000 CC.M.KAPAKLI ÇİFTLİ (MX.)
* PD4 DIA %2.27 2.5 LT M.KAPAKLI ÇİFTLİ (MX.)
* PD4 DIA %2.27 2 LT M.KAPAKLI ÇİFTLİ (MX.)
* PD4 DIA %1.36 6 LT HOMECH SETLİ (MX.)
* PD4 DIA %1.36 1000/2000 CC.M.KAPAKLI ÇİFTLİ (MX.)

paxil 20 mg 28 tablet

->Antidepresan
Etken Madde: Paroksetin


İlaç Formülü



Paroksetin HCl 20 mg


İlacın Farmakolojik Özellikleri



Bilgi yok!


İlacın Endikasyonları - Kullanılması Gereken Durumlar



Paroksetin, güçlü ve selektif bir serotonin (5-hidroksitriptamin, 5-HT) geri alım inhibitörüdür. Depresyon tedavisinde (başlangıçta yeterli cevap alındıktan sonra, Paroksetin ile tedaviye devam edilmesi depresyon relapsının önlenmesinde etkilidir); obsesif kompülsif bozukluk (OKB) semptomlarının tedavisi ve relapsın önlenmesi; agorafobi ile birlikte veya agorafobi olmaksızın panik bozukluğu semptomlarının tedavisi ve relapsın önlenmesi ve sosyal anksiyete bozukluğu / sosyal fobi tedavisinde endikedir.


İlacın Kontrendikasyonları - Kullanılmaması Gereken Durumlar



Monoamin oksidaz inhibitörü veya tioridazinin birlikte kullanıldığı durumlarda kontrendikedir. Paroksetine veya ilacın bileşiminde bulunan diğer maddelere karşı bilinen aşırı duyarlılık durumlarında kontrendikedir.


Uyarılar



Bir MAO inhibitörüyle kombine olarak başka bir serotonin geri alım inhibitörü alan hastalarda, hipertermi, rijidite, miyoklonus, vital belirtilerde hızlı dalgalanmalarla birlikte otonom dengesizliği ve deliryum ve komaya doğru ilerleme gösteren aşırı ajitasyonun da dahil olduğu mental durum değişiklikleri içeren ciddi, bazen öldürücü olan reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar daha önce bu ilacı bırakmış olan ve bir MAOI almaya başlayan hastalarda da bildirilmiştir. Bazı vakalar nöroleptik malign sendroma benzeyen özellikler göstermişlerdir. Bu ilaçların kan basıncını düşürmek ve davranış eksitasyonuna neden olmak üzere sinerjistik olarak etki gösterebileceklerini düşündürmektedir. Bu nedenle Paroksetinin bir MAOI ile kombine olarak kullanılmaması ve bir MAOI ile tedavinin bırakılmasından sonraki 14 gün içinde bu ilaca başlanmaması önerilmektedir. Bir MAO inhibitörüne başlamak için Paroksetinin bırakılmasından sonra en az 2 hafta geçmelidir. Tek başına uygulanan tioridazin, torsade de pointes tipi aritmiler gibi ciddi ventriküler aritmiler ve ani ölüm ile ilişkili QTc intervali uzaması oluşturmaktadır. Bu etki dozla ilişkili gibi görünmektedir. Bir in vivo çalışma, paroksetin gibi P450 IID6’yı inhibe eden ilaçların plazmadaki tioridazin düzeylerini yükselttiğini düşündürmüştür. Bu nedenle, paroksetinin tioridazin ile kombine olarak kullanılmaması önerilmektedir. Diğer tüm antidepresanlar gibi, Paroksetin mani öyküsü olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Oral antikoagülan alan hastalara Paroksetin büyük bir dikkatle verilmelidir. Triptofan diğer selektif serotonin geri alım inhibitörleri ile birlikte alındığında advers deneyimler bildirildiğinden, Paroksetin triptofan tedavisi ile kombinasyon şeklinde kullanılmamalıdır. Tüm psikoaktif ilaçlarla olduğu gibi, kardiyak problemleri olan hastaların tedavisi sırasında dikkatli olunması önerilir. Epilepsi hastalarında da kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Paroksetin ile tedavi edilen hastalarda nöbetlerin görülme insidansı %0.1’den azdır ve görüldüğü takdirde tedavi kesilmelidir. Diğer selektif serotonin geri alım inhibitörlerinde olduğu gibi, Paroksetin nadiren midriyazise neden olur ve dar açılı glokomlu hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Elektrokonvülsif tedavi ile birlikte kullanımı konusunda klinik deneyim azdır. Ancak serotonin geri alım inhibitörleri kullanan hastalarda uzatılmış elektro konvülsif tedavi ile indüklenen nöbetler ve/veya ikincil nöbetler gibi nadir olgular mevcuttur. Nöroleptik kullanan hastalara uygulanırken nöroleptik malign sendromu semptomlarını hatırlattığından dolayı dikkatli olunmalıdır. Kötüleşen depresyon, intihara teşebbüs ve intihar olasılığı depresif hastalığı olan hastaların tabiatında bulunmaktadır. Bu nedenle, hastalarda tedavi sırasında anlamlı bir hafifleme oluncaya kadar yakından takip edilmelidir. Daha çok yaşlılarda olmak üzere nadiren hiponatremi bildirilmiştir. Hiponatremi paroksetin kullanımına son verildiğinde genellikle ortadan kalkar. Gebelik kategorisi C’dir. Gebelikte güvenilirliği saptanmadığından, potansiyel fayda muhtemel zararından daha fazla olmadıkça gebelik veya emzirme dönemlerinde kullanılmamalıdır. Klinik deneyim Paroksetin ile tedavinin idrak veya psikomotor fonksiyonda azalma ile ilişkisi bulunmadığını göstermiştir. Bununla birlikte, tüm diğer psikoaktif ilaçlarla tedavide olduğu gibi, hastalar araç veya makine kullanma yetenekleri hakkında uyarılmalıdırlar.


İlacın Yan Etkileri



Kontrollü klinik araştırmalarda, en sık gözlenen advers etkiler; mide bulantısı, uykulu hal, terleme, titreme, asteni, ağız kuruluğu, uykusuzluk, cinsel fonksiyon bozukluğu (impotans ve ejakülasyon bozuklukları dahil), baş dönmesi, kabızlık, ishal ve iştah kaybıdır. Advers etkilerin şiddeti ve sıklığı tedaviye devam edilmesiyle azalabilir ve genellikle tedavinin kesilmesine yol açmaz. Buna ilaveten, klinik kullanımı sırasında rapoe edilen yan etkiler: Sinir Sistemi: Serotonerjik sendroma ilaveten halüsinasyonlar, hipomani ve huzursuzluk bildirilmiştir. Diğer selektif serotonin geri alım inhibitörlerinde olduğu gibi konfüzyon da bildirilmiştir. Oro-fasiyal distoni de dahil ekstrapiramidal reaksiyonlar bildiren bazı raporlar vardır. Bazen bu reaksiyonlar nöroleptik ilaç kullanan hareket bozukluğu olan hastalarda meydana gelmiştir. Konvülsiyona ait nadir vaka bildirimi vardır. Nöroleptik malign sendromu da (nöroleptik tedaviyi yeni bırakan veya birlikte kullanan hastalarda meydana gelir) nadiren bildirilmiştir. Sindirim Sistemi: Kusma ve hepatik enzimlerde yükselme bildirilmiştir. Şiddetli karaciğer anormallikleri nadiren bildirilmiştir. Karaciğer fonksiyon test sonuçlarında uzun süreli bir yükselme olursa kullanıma son verilmelidir. Deri ve uzantıları: Kızarıklık (kaşıntı veya anjiyoödemin eşlik ettiği ürtiker dahil) ve fotosensitivite reaksiyonlarına ait nadir vakalar bildirilmiştir. Metabolik/endokrin: Nadiren hiponatremi bildirilmiştir. Bu yaşlılarda daha baskındır ve uygun olmayan anti-diüretik hormon sekresyonu sendromu ile ilişkili olabilir. Hiponatremi ilacın kesilmesiyle genellikle ortadan kalkar. Nadiren hiperprolaktinemi/galaktore semptomları bildirilmiştir. Kardiyovasküler: Diğer selektif serotonin geri alım inhibitörlerinde olduğu gibi, daha önce hipertansiyonu olan veya huzursuzluk çeken hastalarda tansiyonda geçici değişiklikler bildirilmiştir. Taşikardi nadiren rapor edilmiştir. Hematolojik: Anormal kanamalar (çoğunlukla ekimoz ve purpura) bildirilmiştir. Trombositopeni nadiren bildirilmiştir. Diğer: Akut glokom, üriner retansiyon ve periferal ödeme ait nadir vakalar bildirilmiştir. Trisiklik antidepresanlara nazaran ağız kuruması, konstipasyon ve uykulu hali daha az neden olur. Ani olarak kesilmesini takiben baş dönmesi, duyusal bozukluk (örneğin parestezi), anksiyete, uyku bozuklukları (kabus dahil), ajitasyon, titreme, mide bulantısı, terleme ve konfüzyon bildirilmiştir. Bunlar genellikle bir süre sonra kendiliğinden ortadan kalkar ve nadiren semptomatik tedavi gerekir. Bu semptomların görülme riski daha yüksek olan özel bir hasta grubu yoktur; bundan dolayı antidepresif tedavi artık gerekmediğinde, dozun azaltılması veya gün aşırı verilmesi suretiyle kademeli olarak ilacın kesilmesi önerilir. Manik reaksiyonlar nadiren bildirilmiştir. Bulanık görme bildirilmiştir.


İlacın Etkileşimleri



MAO inhibitörleri / triptofan / diğer selektif serotonin geri alım inhibitörleri: Serotonerjik ilaçlarla birlikte kullanımı serotonine bağlı etkide yükselmeye yol açar. Bu semptomlar, ajitasyon, konfüzyon, diyaforez, halüsinasyonlar, hiperrefleks, miyoklonus, ürperme, taşikardi ve titremeyi içermektedir. İlaç metabolize eden enzim indükleyiciler/inhibitörler: Paroksetinin metabolizması ve farmakokinetiği, ilaçları metabolize eden karaciğer enzimlerini indükleyen veya inhibe eden ilaçlardan etkilenebilir. Bilinen bir ilaç metabolize edici enzim inhibitörü ile birlikte kullanıldığında, doz aralığının en düşük seviyesinde uygulanmasına dikkat edilmelidir. Bilinen bir ilaç metabolize edici enzim indüktörü ile birlikte kullanıldığında başlangıç dozunun ayarlanmasına gerek yoktur. Sonraki herhangi bir doz ayarlamasında klinik etki (tolerabilite ve etkinlik) rehber olmalıdır. Alkolün yol açtığı mental ve motor beceri kaybını artırmamakla birlikte, hastalarda alkolle birlikte kullanılması önerilmez. Lityumun birlikte uygulanması durumunda dikkatli olunmalı ve lityum düzeyleri takip edilmelidir. Fenitoin ile birlikte uygulanması halinde paroksetinin plazma konsantrasyonlarında azalma ve yan etkilerde artma görülür. Bu ilaçlarla birlikte kullanıldığında başlangıç doz ayarlanmasına gerek yoktur, klinikte alınan etkiye göre doz ayarlaması daha sonra yapılmalıdır. Paroksetinin diğer antikonvülsanlar ile birlikte kullanılması da yan etkilerin insidansında artışa yol açabilir. Varfarin ile arasında, protrombin zamanında değişmeler ve kanamada artışla sonuçlanabilecek bir farmakodinamik etkileşim olabilir. Trisiklik antidepresanlarla birlikte kullanımının etkisi henüz çalışılmamıştır. Bu ilaçlarla birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır. Prosiklidinin plazma düzeylerini anlamlı olarak artırır. Antikolinerjik etkiler gözlendiğinde prosiklidin dozu azaltılmalıdır. Selektif serotonin geri-alım inhibitörleri dahil olmak üzere, diğer antidepresanlar gibi hepatik sitokrom P-450 enzimi CYP2D6’yı inhibe eder. CYP2D6’nın inhibisyonu ile bu enzim tarafından metabolize edilen ilaçların birlikte verilmesi halinde, bu ilaçların plazma seviyelerinde yükselmeye yol açabilir. Bu enzim tarafından metabolize edilen ilaçlar arasında bazı trisiklik antidepresanlar (örneğin amitriptilin, nortriptilin, imipramin ve dezipramin), fenotiyazin nöroleptikleri (örneğin perfenazin ve tioridazin) ve Tip 1c antiaritmikler (örneğin propafenon ve flekainid) bulunmaktadır.


İlacın Kullanılışı ve Dozu



Paxil'in günde bir defa sabahları yemekle birlikte alınması tavsiye edilir. Hastalar semptomlardan kurtulduklarından emin olana dek yeterli bir süre tedaviye devam etmelidir. İlacın ani kesilmesinden kaçınılmalıdır. Yetişkinler: Depresyon: Tavsiye edilen doz günde 20 mg'dır. Bazı hastalarda dozu artırmak gerekebilir. Doz, hastanın cevabına göre, kademeli olarak, 10 mg'lık artışlar ile günde 50 mg'a yükseltilebilir. Obsesif Kompülsif Hastalık (OKH): Tavsiye edilen doz günde 40 mg'dır. Hastalar günde 20 mg ile başlamalıdır ve doz haftada 10 mg'lık artışlar ile yükseltilebilir. Bazı hastalar dozun günde maksimum 60 mg'a kadar artırılmasından fayda sağlar. Panik Hastalığı: Tavsiye edilen doz günde 40 mg'dır. Hastalar günde 10 mg ile başlamalıdır ve doz hastanın cevabına göre haftada 10 mg'lık artışlar ile yükseltilebilir. Bazı hastalar dozun günde maksimum 50 mg'a kadar artırılmasından fayda sağlar. Düşük bir başlangıç dozu tavsiye edilir. Yaşlılar: Yaşlı deneklerde paroksetinin plazma konsantrasyonunda artışlar meydana gelmektedir. Dozajlama yetişkinlerin başlangıç dozunda başlamalıdır ve haftada 10 mg'lık artışlar halinde hastanın cevabına göre maksimum 40 mg'a kadar artırılabilir. Şiddetli renal bozukluğu (kreatinin klirensi <30 ml/dak) veya şiddetli hepatik bozukluğu olan hastalarda paroksetinin plazma konsantrasyonunda artışlar meydana gelmektedir. Tavsiye edilen doz günde 20 mg'dır.


Fiyat: 26,21


PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK TAKDİM ŞEKİLLERİ


* PAXİL CR 12,5 MG 28 ENTERİK TABLET
* PAXİL CR 25 MG 28 ENTERİK TABLET
* PAXIL 20 MG 56 TABLET
* PAXİL 20 MG 28 TABLET


İLAÇ EŞDEĞER ANALİZİ (MUADİLLERİ)


* PAXERA 40 MG 28 TABLET
* PAXERA 10 MG 28 TABLET
* PAXERA 20 MG 28 TABLET
* PAXERA 30 MG 28 TABLET

paxera 20 mg 28 tablet

->Antidepresan


Etken Madde: Paroksetin


FORMÜLÜ


PAXERA film tablet 10 mg paroksetine eşdeğer paroksetin hidroklorür içerir. Boyar madde olarak Titanyum dioksit, D&C Yellow # 10 ve Sunset Yellow FCF içerir.


İlacın Farmakolojik Özellikleri



Farmakodinamik Özellikler:
Paroksetin, güçlü ve selektif bir 5-hidroksitriptamin (5-HT; serotonin) geri alım inhibitörüdür. Antidepresan etkisinin beyin nöronlarında spesifik olarak serotonin geri alımını önlemesiyle ilgili olduğu düşünülmektedir.


Paroksetinin başlıca metabolitleri hızla atılan, polar ve konjuge oksidasyon ve metilasyon ürünleridir. Metabolitlerin inhibisyon gücü paroksetine göre çok düşük olduğundan, metabolitleri inaktif olarak kabul edilmektedir.



Farmakokinetik Özellikler:


Emilim: Paroksetin iyi emilir. Kararlı kan konsantrasyonuna yaklaşık olarak 10 gün sonra ulaşılır ve bu durumdaki en yüksek konsantrasyonu (Cmax) 61.7 ng/mL, en yüksek konsantrasyona ulaşılan süre (Tmax) 5.2 saat ve yarılanma ömrü (T1/2) 21 saattir.


Dağılım: Paroksetin tüm vücuda dağılır ve yaklaşık olarak %95 oranında plazma proteinlerine bağlanır.


Metabolizma: Paroksetin yoğun biçimde metabolize olur. Metabolitlerinin serotonin geri alımını baskılama özellikleri paroksetine göre en fazla 1/50 oranındadır. Paroksetin kısmen CYP2D6 enzimi ile parçalanır. Paroksetinin artan doz ve artan tedavi süresine göre kinetiğinin doğrusal olmamasının nedeni, klinik dozlarda bu enzimin doymasına bağlanmaktadır.
Atılım: Alındıktan sonraki 10 günlük periyotta paroksetinin 30 mg’lık dozun yaklaşık %64’ü idrarla atılırken, bunun %2’sini ana bileşik ve %62’si de metabolitleri oluşturmuştur. Bu periyodun sonrasında yaklaşık %36’sı feçes ile atılırken, en fazla %1’i ana bileşik olarak atılmıştır.


İlacın Endikasyonları - Kullanılması Gereken Durumlar



• Major Depresif Bozukluk tedavisinde endikedir.
• Obsesif kompülsif bozukluk (OKB) tanısı alan hastaların semptomlarının tedavisinde endikedir.
• Agorafobinin eşlik ettiği ya da etmediği panik bozukluğun tedavisinde endikedir.
• Sosyal fobi olarak da bilinen sosyal anksiyete bozukluğunun tedavisinde endikedir.
• Yaygın anksiyete bozukluğu (GAD) tedavisinde endikedir.

İlacın Kontrendikasyonları - Kullanılmaması Gereken Durumlar



Monoaminoksidaz inhibitörleri (MAOI) ya da tiyoridazin kullanan hastalarda kontrendikedir.
Paroksetin ya da ilacın bileşimindeki diğer maddelere karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.


Uyarılar



İntihar: Major depresif bozuklukta intihar girişimi olasılığı mevcuttur ve belirgin remisyon sağlanana dek bu olasılık sürer. Yüksek riskli hastaya ilaç tedavisi başlanması yanında yakın takip gereklidir. Paroksetin reçetesi doz aşımı riskini azaltmak amacıyla, en düşük doz tabletlerle başlanmalıdır.
Uzun QT sendromu/Torsades de Pointes’e neden olabilen ilaçlar ile birlikte kullanıldığında uzun QT sendromu veya Torsades de Pointes oluşma oranını ciddi olarak yükseltebilirler. Bu nedenle bu tür ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır.
Monoaminoksidaz inhibitörleri (MAOI) ile etkileşim potansiyeli: MAO inhibitörü ile birlikte serotonin geri alım inhibitörü kullanan hastalarda hipertermi, rijidite, miyoklonus, yaşamsal belirtilerde hızlı dalgalanmalarla birlikte otonom sistem dengesizliği içeren ciddi, bazen öldürücü olan reaksiyonlar ve aşırı ajitasyon, deliryum ve komaya dek gidebilen mental durum değişiklikleri bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar yakında bir MAO inhibitörüne başlamış ya da yakın zamanda bırakmış hastalarda da bildirilmiştir. Bazı olgularda nöroleptik malign sendroma benzer özellikler görülmüştür. İnsanlarda ilaç etkileşim çalışması olmamakla birlikte, paroksetin ile MAO inhibitörlerinin birlikte kullanımının etkilerine ait sınırlı hayvan çalışmaları, kan basıncını yükseltmek ve davranış eksitasyonuna neden olmak üzere sinerjik etki gösterebildiklerini düşündürmektedir. Bu nedenle, paroksetinin bir MAO inhibitörü ile birlikte ya da bir MAO inhibitörü ile tedavinin bırakılmasından sonraki 14 gün içinde kullanılmaması önerilmektedir.
Tiyoridazin ile etkileşim potansiyeli: Tiyoridazin ile tek başına uygulanan tedavi torsade de pointes gibi ciddi ventriküler aritmiler ve ani ölümle ilişkili olan QTc aralığı uzamasına neden olmaktadır. Bu etki doz ile ilişkili görünmektedir.
Bir in vivo çalışmada, paroksetin gibi CYP2D6 enzimini baskılayan ilaçların plazma tiyoridazin düzeylerini yükselttiği gösterilmiştir. Bu nedenle, paroksetinin tiyoridazin ile birlikte kullanılmaması önerilmektedir.
Mani/Hipomani aktivasyonu:
Major depresif hastalık tedavisinde etkili olan tüm ilaçlarda olduğu gibi, paroksetin de mani öyküsü olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.


Nöbetler: Diğer antidepresanlar gibi paroksetin de nöbet öyküsü olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Tedavi sırasında nöbet görülen hastalarda paroksetin tedavisine son verilmelidir.


Major depresif bozukluklar sık biçimde diğer psikiyatrik hastalıklarla birlikte görüldüğünden, diğer psikiyatrik hastalıkların tedavisi sırasında da aynı dikkat gösterilmelidir.


Paroksetin tedavisinin kesilmesi: Son zamanlarda yapılan klinik çalışmalar kullanıldığı birçok endikasyonda paroksetinin basamaklı olarak kesilmesini desteklemektedir.


Hiponatremi: Bazı hiponatremi olguları bildirilmiştir. Tedavi kesildiğinde geri dönüşümlüdür. Genellikle yaşlı hastalarda ya da diüretik kullanan hastalarda görülür.


Kanama bozukluğu: Paroksetin ile ilişkili olarak anormal kanama (genellikle ekimoz ve purpura) olguları bildirilmiştir. Nedensellik ilişkisi kurulamamakla birlikte trombositlerde agregasyon bozukluğu, trombositlerde serotonin azalmasına bağlı olarak gelişebilir.


Başka hastalıkları olan hastalarda kullanım: Metabolizmayı ya da hemodinamik yanıtları etkileyen hastalıkları olan hastalarda paroksetin kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Diğer SSRI ilaçlarda olduğu gibi seyrek olarak midriazis, birkaç da akut açı kapanmasına bağlı glokom bildirilmiştir. Dar açılı glokomu olan hastalarda midriyazis de akut açı kapanmasına yol açabileceğinden bu hastalarda paroksetin kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Şiddetli böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klirensi 30 mL/dk. dan az) ya da şiddetli karaciğer bozukluğu olan hastalarda paroksetinin plazma düzeyi artar. Bu hastalarda tedaviye daha düşük dozla başlanmalıdır.


Çocuklarda kullanım: Bu yaş grubunda etkinlik ve güvenilirliği saptanmadığından, paroksetinin çocuklarda kullanılması önerilmez.


Gebelik ve laktasyonda Kullanım:
Gebelik kategorisi :C
Yapılan hayvan deneylerinde herhangi bir teratojenik veya selektif embriyotoksik etki gösterilmemiş olmakla birlikte, paroksetinin insanlarda hamilelikte güvenilirliği saptanmadığından, hamilelik dönemlerinde kullanılmasına olası yarar ve zararlar göz önüne alınarak hekim tarafından karar verilmelidir.


Emzirme Döneminde Kullanım:
Paroksetinin süt verme döneminde kullanılmasına olası yarar ve zararlar göz önüne alınarak hekim tarafından karar verilmelidir.


Araba/Makine Kullanma Yeteneğine Etkisi: Klinik deneyim paroksetin ile tedavinin algılama veya psikomotor fonksiyonda azalma ile ilişkisi bulunmadığını göstermiştir. Bununla birlikte, tüm diğer psikoaktif ilaçlarla tedavide olduğu gibi, hastalar araba veya makine kullanma yetenekleri hakkında uyarılmalıdırlar.


İlacın Yan Etkileri



Sık görülen yan etkiler (en az %5) : Asteni, terleme, bulantı, iştahsızlık, sersemlik, uykusuzluk, tremor, sinirlilik, ejakülasyon bozukluğu, empotans, genital sistem bozuklukları, ağız kuruluğu, konstipasyon,
Kilo ve yaşamsal belirtilerle ilgili değişiklikler: Kilo kaybı


Bütün vücut: Seyrek olarak alerjik reaksiyonlar, ateş, ödem, halsizlik, ense ağrısı, adrenerjik sendrom, selülit, moniliyazis, ense sertliği, pelvik ağrı, peritonit, sepsis, ülser.


Kardiyovasküler sistem: Sık olarak hipertansiyon, taşikardi, seyrek olarak bradikardi, hematom, hipotansiyon, migren, senkop, anjina pektoris, nodal aritmi, atriyal fibrilasyon, dal bloğu, serebral iskemi, serebrovasküler olay, konjestif kalp yetmezliği, kalp bloğu, kardiyak atımın azalması, miyokard enfarktüsü, solgunluk, flebit, pulmoner emboli, supraventriküler ekstrasistol, tromboflebit, tromboz, varis, vasküler baş ağrısı, ventriküler ekstrasistol.


Sindirim sistemi: Seyrek olarak diş gıcırdaması, kolit, disfaji, geğirme, gastrit, gastroenterit, jinjivit, glosit, tükürük artışı, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik, rektal kanama, ülseratif stomatit, kanlı diyare, kardiyospazm, kolelitiazis, duedonit, enterit, özafajit, fekal inkontinans, diş eti kanaması, hematemez, hepatit, ileit, ileus, barsak tıkanması, sarılık, melena, ağız ülserleri, peptik ülser, tükürük bezi genişlemesi, tükürük bezi iltihabı, mide ülseri, dilde renk değişikliği, dilde ödem, diş çürükleri.


Endokrin sistem: Seyrek olarak diyabet, guatr, hipertroidizm, hipotroidizm, tiroidit.


Kan ve lenf sistemi: Seyrek olarak anemi, lökopeni, lenfadenopati, purpura, anormal eritrositler, bazofili, kanama zamanında uzama, eozinofili, hipokrom anemi, demir eksikliği anemisi, lökositoz, lenfödem, anormal lenfosit, lenfositoz, mikrositik anemi, monositoz, normositik anemi, trombositemi, trombositopeni.


Metabolik ve Nutrisyonel bozukluklar: Sık olarak kilo artışı, ödem, periferik ödem, SGOT/SGPT artışı, susuzluk, kilo kaybı, alkalin fosfataz artışı, bilirubinemi, BUN artışı, kreatinin fosfakinaz artışı, dehidratasyon, gamma globülinlerin artışı, hiperkalsemi, hiperkolesteremi, hiperglisemi, hiperkalemi, hiperfosfatemi, hipokalsemi, hipoglisemi, hipokalemi, hiponatremi, ketozis, laktik dehidrojenaz artışı, protein dışı nitrojende artış.


Kas iskelet sistemi: Sık olarak artralji, artirit, artroz, bursit, miyozit, osteoporoz, genel spazm, tenosinovit, tetani.


Sinir sistemi: Sık olarak emosyonel hareketlilik, baş dönmesi, anormal düşünceler, alkol kötüye kullanımı, ataksi, distoni, diskinezi, öfori, halüsinasyonlar, düşmanca davranışlar, hipertoni, hiperestezi, hipokinezi, koordinasyon ve duygulanım azalması, libido artışı, manik reaksiyon, nevroz, paralizi, paranoid reaksiyon, yürüme bozukluğu, akinezi, antisosyal reaksiyon, afazi, koreatetoz, ağız çevresinde parestezi, konvülziyon, deliryum, sanrılar, diplopi, madde bağımlılığı, disartri, ekstrapiramidal sendrom, fasikülasyonlar, jeneralize konvülziyon, hiperaljezi, histeri, manik-depresif reaksiyon, menenjit, miyelit, nöralji, nöropati, nistagmus, periferik nörit, psikotik depresyon, psikoz, reflekslerde azalma ve artma, stupor, tortikolis, trismus, ilaç kesilme sendromu.


Solunum sistemi: Seyrek olarak astım, bronşit, dispne, epistaksis, hiperventilasyon, pnömoni, grip, amfizem, hemoptizi, hıçkırık, akciğer fibrozu, akciğer ödemi, balgam artışı, stridor ve ses değişiklikleri.


Cilt ve ekleri: Sık olarak kaşıntı, akne, alopesi, kontak dermatit, deri kuruluğu, ekimoz, egzema, herpes simpleks, fotosensitivite, ürtiker, anjiyoödem, eritema nodosum, eksfoliyatif dermatit, fungal dermatit, furonküloz, herpes zoster, hirsutizm, makülopapüler döküntü, sebore, deride renk değişikliği, deride hipertrofi ve ülser, terleme artışı, vezikülobüloz döküntü.


Özel duyular: Sık olarak kulak çınlaması, gözde uyum güçlüğü, konjüktivit, kulak ağrısı, göz ağrısı, keratokonjüktivit, midriyazis, otitis media, ambliyopi, anizokori, blefarit, katarakt, konjüktival ödem, kornea ülseri, sağırlık, eksoftalmi, gözde kanama, glokom, hiperakuzi, gece körlüğü, otitis eksterna, parosmi, fotofobi, pitoz, retinal kanama, tat kaybı, görme alanı kaybı.


Ürogenital sistem: Seyrek olarak amenore, meme ağrısı, sistit, dizüri, hematüri, menoraji, noktüri, poliüri, piyuri, üriner inkontinans, idrar retansiyonu,vajinit, düşük, meme atrofisi, meme büyümesi, endometrial hastalıklar, epididimit, laktasyon, fibrokistik meme, endometrial bozukluk, epididimit, böbrek taşı, böbrek ağrısı, lökore, metroraji, nefrit, oligüri, salpenjit, üretrit, uterus spazmı, vaginal kanama, vaginal moniliazis.


BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.


İlacın Etkileşimleri



Triptofan: Diğer serotonin geri alım inhibitörü olan ilaçlarda olduğu gibi paroksetin ile triptofan birlikte kullanıldığında ilaç etkileşimi ortaya çıkabilir. Bu durumda baş ağrısı, bulantı, terleme, sersemlik gibi yan etkiler bildirilmiştir. Sonuç olarak, paroksetin ve triptofanın birlikte kullanılması önerilmez.


Monoamin Oksidaz İnhibitörleri: Bkz. UYARILAR/ÖNLEMLER


Tiyoridazin: Bkz. UYARILAR/ÖNLEMLER


Varfarin: Paroksetin ve varfarin arasında farmakodinamik bir etkileşim olabilir ve protrombin zamanı değişmezken kanama diyatezi artışına yol açabilir. Klinik deneyimin az olmasına rağmen paroksetin ve varfarinin birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır.


Sumatriptan: SSRI ilaçlarla sumatriptanın birlikte kullanımında güçsüzlük, reflekslerde artış ve koordinasyon bozukluğu bildiren hastalar olmuştur. Sumatriptan ile SSRI (fluoksetin, fluvoksamin, paroksetin, sertralin) birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalı ve hastaya gerekli önerilerde bulunulmalıdır.


Karaciğer metabolizmasını etkileyen ilaçlar: Paroksetinin metabolizması ve farmakokinetiği ilaç metabolize eden enzimleri indüklemek ya da baskılamak yoluyla etkileyebilir.


Simetidin birçok sitokrom P450 (oksidatif) enzimini baskılar. Paroksetin ile birlikte kullanıldığında paroksetinin 20 mg’lık başlangıç dozu klinik etki gözlenerek artırılmalıdır.


Fenobarbital birçok sitokrom P450 (oksidatif) enzimini indükler. Fenobarbütal kararlı kan konsantrasyonuna ulaştığında verilen 30 mg paroksetinin doz-konsantrasyon eğrisi altında kalan alan (AUC) ve T1/2 değerleri düşmüştür.


Paroksetinin fenobarbital farmakokinetiği üzerindeki etkisi çalışılmamıştır.


Fenitoinin kararlı kan konsantrasyonunda verilen 30 mg’lık paroksetinin AUC ve T1/2 değerleri düşmüştür. Paroksetinin kararlı kan konsantrasyonda verilen 300 mg fenitoinin AUC düzeyi hafif miktarda düşmüştür. İki ilaç birlikte kullanılırken başlangıçta doz ayarlanmasına gerek yoktur, klinik etki gözlenerek doz ayarlanır.


CYP2D6 enzimi ile metabolize olan ilaçlar: Major depresif bozukluk tedavisinde etkili olan ilaçlar da (paroksetin, diğer SSRI ve birçok trisiklik antidepresan) dahil olmak üzere birçok ilaç sitokrom P450 izoenzimi olan CYP2D6 tarafından metabolize edilir. Bu enzim ile metabolize olan diğer ilaçlar gibi paroksetin de bu izoenzimi baskılayabilir. Bu nedenle paroksetin CYP2D6 izoenzimi tarafından metabolize edilen (örn. nortriptilin, amitriptilin, imipiramin, desipiramin, fluoksetin, fenotiyazin, propafenon, flekainid, enkainid) ya da bu enzimi baskılayan (örn. kinidin) ilaçlarla birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalıdır.


CYP3A4 enzimi ile metabolize olan ilaçlar: Terfenadin ile paroksetinin in vivo etkileşim çalışmasında paroksetinin terfenadin farmakokineği üzerine etkisi görülmemiştir. In vitro çalışmalar CYP3A4 izoenziminin güçlü bir baskılayıcısı olan ketokonazolün terfenadin, astemizol, sisaprid, triazolam ve siklosporin gibi bu enzimle metabolize olan ilaçların metabolizmalarını paroksetine göre 100 kat daha fazla baskıladığını göstermiştir.


Trisiklik AntidepresanlarTSA): Trisiklik antidepresanlarla paroksetin birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır, çünkü paroksetin TSA metabolizmasını baskılayabilir. TSA plazma düzeyleri izlenmeli ve gerektiğinde TSA dozu azaltılmalıdır.


Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanan ilaçlar: Paroksetin yüksek oranda plazma proteinlerine bağlandığı için, yüksek oranda bağlanan diğer ilaçlarla birlikte kullanıldığında bu ilaçların serbest konsantrasyonlarının ve dolayısıyla yan etkilerinin artışına neden olabilir. Benzer biçimde diğer ilaçlar da paroksetinin yan etkilerinin artışına neden olabilir.


Alkol: Paroksetin, alkolün neden olduğu mental ve motor yetilerde bozulmayı artırmamakla birlikte, hastalara paroksetin kullanırken alkol almamaları önerilmelidir.


Lityum: Çok dozlu bir çalışmada paroksetin ile lityum arasında farmakokinetik etkileşim görülmemiştir. Klinik deneyim çok az olduğundan, paroksetin ile lityum birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır.


Digoksin: Paroksetin ve digoksin kararlı kan konsantrasyonlarında iken, paroksetinin farmakokinetiği değişmemiştir. Digoksinin AUC düzeyi ise %15 azalmıştır. Klinik deneyim çok az olduğundan, paroksetin ile digoksin birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır.


Diazepam: Diazepam paroksetin kinetiğini etkilememektedir. Paroksetinin diazepam üzerindeki etkisi değerlendirilmemiştir.



Prosiklidin: Paroksetin prosiklidinin plazma düzeylerini artırır. Antikolinerjik etki görüldüğünde prosiklidin dozu azaltılmalıdır.


Beta-Blokerler: 18 gün boyunca propranolol (80 mg; 2x1) kullanan hastaya son 10 gün paroksetin (30 mg) verildiğinde propranololün kan düzeyi değişmemiştir.


Teofilin: Paroksetin ve teofilinin birlikte kullanımında teofilin kan düzeyinde artış bildirilmiştir. Bu nedenle birlikte kullanıldıklarında teofilin düzeyinin izlenmesi önerilir.
Bitkisel preparatlar: Kedi otu, St John bitkisi, SAMe ve kava kava ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.

KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU:

PAXERA tabletlerin, günde bir defa tercihen sabahları aç ya da tok karnına alınması önerilir.
Hekim tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde, aşağıda tarif edildiği gibi kullanılmalıdır.
Major Depresif Bozukluk: Önerilen başlangıç dozu günde 20 mg’dır. Bu doza yanıt vermeyen hastalarda doz, en az bir haftalık aralıklarla 10 mg’lık artışlar yapılarak maksimum günde 50 mg’a dek artırılabilir.
Tedavi hastanın kliniğine göre en az birkaç ay sürmelidir.
Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB): Önerilen başlangıç dozu günde 20 mg’dır. Bu doza yanıt vermeyen hastalarda doz, en az bir haftalık aralıklarla 10 mg’lık artışlar yapılarak maksimum günde 60 mg’a dek artırılabilir. Hastaların çoğunun tedaviye yanıt verdiği doz günde 40 mg’dır.
OKB kronik bir durum olduğundan, idame tedaviye etkin en düşük doz ile devam edilmesi uygundur. Tedavi süresine hastanın düzenli olarak hekim tarafından yapılan kontrollerine göre karar verilir.
Panik Bozukluk: Önerilen başlangıç dozu günde 10 mg’dır. Bu doza yanıt vermeyen hastalarda doz, en az bir haftalık aralıklarla 10 mg’lık artışlar yapılarak maksimum günde 60 mg’a dek artırılabilir. Hastaların çoğunun tedaviye yanıt verdiği doz günde 40 mg’dır.


Panik bozukluk kronik bir durum olduğundan, idame tedaviye etkin en düşük doz ile devam edilmesi uygundur. Tedavi süresine hastanın düzenli olarak hekim tarafından yapılan kontrollerine göre karar verilir.


Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Önerilen başlangıç dozu günde 20 mg’dır. Bu doza yanıt vermeyen hastalarda doz, en az bir haftalık aralıklarla 10 mg’lık artışlar yapılarak maksimum günde 60 mg’a dek artırılabilir.


Sosyal Anksiyete Bozukluğu kronik bir durum olduğundan, idame tedaviye etkin en düşük doz ile devam edilmesi uygundur. Tedavi süresine hastanın düzenli olarak hekim tarafından yapılan kontrollerine göre karar verilir.


Yaygın Anksiyete Bozukluğu (GAB): Önerilen başlangıç dozu günde 20 mg’dır. Bu doza yanıt vermeyen hastalarda doz, en az bir haftalık aralıklarla 10 mg’lık artışlar yapılarak maksimum günde 50 mg’a dek artırılabilir.
Tedavi süresine hastanın düzenli olarak hekim tarafından yapılan kontrollerine göre karar verilir.


Yaşlılarda ve Şiddetli Böbrek ve Karaciğer Bozukluğu olan Hastalarda: Yaşlılarda ve şiddetli böbrek ve karaciğer bozukluğu olan hastalarda önerilen başlangıç dozu günde 10 mg’dır. Gerekirse doz artırılır. Maksimum günlük doz 40 mg’dır.


Tedavinin bir MAOI ilaca değiştirilmesi ya da MAOI ilaçtan paroksetine geçiş: Bu iki ilaç arasında tedavi değişikliği yapılacağı zaman, aralarında en az 14 gün olmalıdır.


İlacın Kullanılışı ve Dozu



Paroksetin doz aşımı ile ilgili olarak sıklıkla bildirilen yan etkiler uyku hali, koma, bulantı, tremor, taşikardi, konfüzyon, kusma ve sersemliktir. Doz aşımında görülen diğer semptom ve belirtiler midriyazis, konvülziyonlar (status epileptikusu da içeren), ventriküler disaritmi (torsade de pointes), hipertansiyon, saldırgan reaksiyonlar, senkop, hipotansiyon, stupor, bradikardi, distoni, rabdomiyolizis, karaciğer fonksiyon bozukluğu semptomları (karaciğer yetmezliği, karaciğer nekrozu, sarılık, hepatit ve hepatik steatoz), serotonin sendromu, manik reaksiyonlar, miyoklonus, akut renal yetmezlik ve idrar retansiyonu.
Doz aşımı tedavisi: Tedavi major depresif bozuklukların tedavisinde etkili olan ilaçların doz aşımında uygulanan genel önlemleri içerir.
Yeterli hava yolu, oksijenlenme ve ventilasyon sağlanır. Kardiyak ritim ve yaşamsal belirtiler izlenir. Genel destek ve semptomatik tedaviler uygulanır. Kusturma önerilmez. Gerekirse, hava yolunu korumak için geniş bir orogastrik tüp ile gastrik lavaj yapılabilir.
Aktif kömür verilmelidir. İlacın dağılım hacmi geniş olduğundan diürezin artırılması, diyaliz, hemoperfüzyon ve kan transfüzyonu yarar sağlamaz. Paroksetinin bilinen özgün bir antidotu yoktur.


Fiyat: 21,85


PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK TAKDİM ŞEKİLLERİ


* PAXERA 10 MG 28 TABLET
* PAXERA 30 MG 28 TABLET
* PAXERA 40 MG 28 TABLET

pavulon 4 mg 10 ampul

» Kas gevşetici


FORMÜLÜ


4mg/2mlPankuronyum brAmpul 14 mg/2 mlSodyum asetatAmpul 116 mg/2 mlSodyum klorürAmpul 1


ENDİKASYONLARI


Pavulon, genel anestezide endotrakeal entübüsyonu kolaylaştırmak ve ameliyat esnasında iskelet kası gevşemesini sağlamak için kullanılır.


KONTRENDİKASYONLARI


Panküronyum'a veya bromür iyonlarına karşı daha önceden bilinen anafilaktik reaksiyonlar.


UYARILAR & ÖNLEMLER


Pavulon, ilacın etkilerini bilen tecrübeli anestezistler tarafından ya da onların denetimlerinde kulllanılmalıdır. İlaç entübasyon, suni solunum, oksijen tedavisi olanakları ve antagonistlerin bulunmadığı koşullarda uygulanmamalıdır.
- Nöromüsküler bloğun izlenmesi için bir periferik sinir stimülatörü kullanılması önerilmektedir.
-Nöromüsküler hastalığı olanlarda, aşırı şişman vakalarda ve poliomyelitten sonra Pavulon dikkatle uygulanmalıdır. renal yetmezliği olan hastalarda eliminasyon yarı ömrünün 2 katına çıktığı ve plazma klerensinin % 50 azaldığı dikkate alınmalıdır.
- Myastenia gravis ve myastenik sendrom (Eaton- Lambert) vakalarında küçük dozlarda verilecek Pavulon derin etkilere yol açabilir. Bu vakalarda Pavulon azami dikkatle ve çok küçük dozlarda kullanılmalıdır.
- Pavulon d-tübokürarin ve diğer non-depolarizan nöromusküler bloke edici ajanlar gibi parsiyel tromboplastin zamanı ve protrombin zamanında kıslamaya neden olabilir.
- Pavulon solunum kaslarını felce uğrattığından, Pavulon verilen tüm hastalar entübe edilmeli ve spontan dönüşe kadar suni solunum uygulanmalıdır.
- Pavulon'un aynı enjektör içinde aşağıda belirtilenler haricinde hiçbir eriyikle karıştırılmaması gerekir.
% 0.9 sodyum klorür
% 5 dekstroz
laktalı ringer
- Bir kaç saat içersinde kullanılmamış olan açık Pavulon ampulleri atılmalıdır. Böbrek fonksiyon bozuklukları ve hipokalsemi, antibiotik uygulaması sonrası myastenia gravis'i andıran bir sendromun belirmesine yardımcı faktörlerdir. Plazma protein değerlerinin değişmesi, dikkat gerektirir.
Gebelikte Uygulama:Hamilelikte uygulandığında fetusa zarar verip vermediği ve doğurganlık kapasitesi üzerinde ancak hekimin gerekli gördüğü durumlarda, alınacak yarar risklerden fazla ise uygulanabilir.
Sezeryanla Doğum: Yapılan çalışmalarda, Pavulon'un sezeryanla doğumda güvenilir olduğu görülmüştür. Pavulo, Apgar skorunu, fetusun kas tonusunu ve kardiyorespiratuar adaptasyonu etkilemektedir. Göbek kordonundan alınan kan numunesinde yapılan incelemeler, plasental geçişin çok az olduğunu göstermiştirki; bu düzeyde Pavulon'un yeni doğanda klinik öneme sahip aksi tesiri yoktur. Uyarı: Magnezyum tuzlarının nöromusküler blokajı arttırıcı etkisinden dolayı, gebelik toksemisi yüzünden magnezyum sülfat alan hastalarda nöromusküler blokajdan geriye dönüşüm tatminkar olmayabilir. Bu vakalrda doz azaltılmalıdır.


YAN ETKİLER


- Kardiyovasküler: Pavulon minimal kardiyovasküler etkilidir. Pavulon'un myokard üzerine hafif vagolitik etkisi vardır. Nabız sayısında bir artışla, ortalama arteriyel kan basıncının hafif-orta derecede yükselmesi beklenebilir. Pavulon vagolitik etkisi sayesinde, bazı inhalasyon anesteziklerine bağlı olaraktan ortaya çıkan kardiyak depresyonu antagonize eder. Bundan başka, bazı potent anestetik ve analjeziklerin sebep olduğu bradikardi Pavulon tarafından düzeltilir.Oftalmik: Pavulon intraoküler basıncı düşürömesi ve miyozis oluşturması nedeniyle oftalmik cerrahi için uygundur.Anafilaktik reaksiyonlar ve histamin salgılanması:Genelde, nöromusküler blok yapan ajanlara karşı anafilaktik reaksiyonlar bildirilmiştir. Her ne kadar Pavulon'la böyle bir etkiye çok nadiren rastlanırsa bile, sanki olacakmış gibi alınması gereken önlemler ihmal edilmemelidir. Özellikle, edaha önceden nöromusküler blok yapan ajanlara karşı anafilaktik reaksiyonu olduğu bilinen vakalarda çok dikkatli davranılmalıdır; çünkü nöromusküler blok yapıcı ajanlar arasında çapraz alerjik reaksiyon bildirilmiştir. Intradermal enjeksiyon deneyleri Pavulon'un lokal eritematöz reaksiyona ve lokal histamin salgılmasına bağlı kaşıntıya yol açmak bakımından en zayıf nöromusküler blokerden olduğunu göstermiştir. İnsanlar üzerinde yapılan kontrollü deneylerde Pavulon uygulandıktan sonra histamin düzyinde önemli bir artış görülmemiştir


ETKİLEŞMELER


Aşağıda sıralanan ilaçların non-depolarizan nöromusküler blok yapıcı maddelerin aktivitesinin şiddetini ve/veya süresini etkiledikleri gösterilmiştir.- Etykiyi arttıranlar: * Anestezik maddeler: Halotan, eter, enfluran, isofluran, siklopropan, tiyopenton, metoheksital, ketamin, fentanil, gammahidroksibütirat, etomidat, propenidid* Diğer İlaçlar iğer non-depolarizan kas gevşeticiler, süksemetonyumdan sonra uygulanması, aminoglikozid ve polipepdit antibyotikler, diüretikler, betaadrenerjik blok yapıcı ajanlar, imidazol, metronidazol, tiamin, M.A.O. inhibitörleri, kindin, protamin, fenitoin, x -adrenerjik bloker ajanlar, megnezyum, tuzları.Etkiyi azaltanlar: Neostigmin, edrofonyum, piridostigmin, ayrıca Pavulon'un kortikosteroidler, noradrenalin, azatioprin, teofilin, KCl, NaCl, CaCl2 kullanımından sonra verilmesi Değişken etki oluşturanlar:Pavulon uygulamasından sonra kullanılan depolarizan kas gevşeticileri nöromusküler blokaj etkisini arttırabilir ya da azaltabilir.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Pavullon intravenöz yolla uygulanır.Entübasyon ve entübasyonu izleyen cerrahi girişimler için Pavulon dozları:-Entübasyon dozu: 0.08 - 0.01 mg/kg (*) ( 90-120 sn'de iyi- mükemmel arası entübasyon koşulları gerçekleşir.)- Süksametonyum ile entübasyon ytapıldıktan sonra başlangıç Pavulon dozu: 0.04-0.06 mg/kg (*)Etki süresi 22-35 dk.-Ek dozlar:0.01- 0.02 mg/kg (*)(*) Obes hastalarda bu dozların azaltılması önerilmektedir. Nöromusküler blok yapıcı ajanların dozlarını hesaplarken aşağıdaki faktörlerin gözönüne alınması gerekmektedir. Kullanılan anestezii tekniği, anestezi öncesinde veya anestezi sırasında kullanılan ilaçlarla etkileşim olasılığı, hastanın bireysel özellikleri. (Ayrıca bkz.uyarı ve önlemler)