20 Eylül 2010 Pazartesi

parodontax medikal diş macunu

» Diş macunu


FORMÜLÜ


Parodontax, içerdiği papatya,ekinase, adaçayı, ratanya gibi bitki özleri ve tuz (sodyum bikarbonat) sayesinde zararlı bakteri ve asitlerle mücadele eden doğal bir diş macunudur.


ENDİKASYONLARI


Parodontax tadıyla da farklı! Parodontax diş macunu, tuzlu tadını içerdiği sodyum bikarbonatdan, keskin tadını ise bitki özlerinden almaktadır. İlk kullanımlarda alışılmışın dışındaki tadı ile dikkat çeken Parodontax, ağızdaki zararlı bakterilerin kesinlikle hoşlanmadığı bir üründür. Damak zevkinden çok ağız sağlığını ön planda tutan Parodontax diş macunu, ayrıca içerdiği sodyum bikarbonat sayesinde köpük oluşumunu da engeller. Sanıldığının aksine bol köpük, etken maddenin diş yüzeyinde kalma süresini azaltarak olumsuz bir etki yaratır.


KONTRENDİKASYONLARI


Glimepirid, tip I diyabetin, diyabetik ketoasidozun veya diyabetik prekoma ya da komanın tedavisi için uygun değildir. Glimepirid diğer sülfonilürelere, diğer sülfonamidlere veya yardımcı maddelere karşı aşırı duyarlığı olan hastalarda kullanılmamalıdır


UYARILAR & ÖNLEMLER


DİŞETİ HASTALIKLARI Dişeti hastalığı (periodontal hastalık) dişi saran ve destekleyen dokuların iltihabıdır. Erişkin bireylerin 3/4 ünün bu hastalıktan etkilendiği ve bu dönemdeki diş kayıplarının dişeti hastalıklarına bağlı olduğu bildirilmektedir. Dişeti hastalığının nedeni dişler üzerine yapışan bakterilerden oluşmuş bakteriyel dental plaktır. Bu bakteriler dişetlerine zarar veren toksinler oluştururlar. Dişeti hastalığının başlangıç dönemlerinde (gingivitis) dişetleri kızarır, kolaylıkla kanar ve şişer. Bu aşamada hastalık düzenli fırçalama ve dişipi kullanımı ile iyileşebilir. Dişeti hastalığı ağrısız olduğundan genellikle kendiniz teşhis edemezsiniz. Daha ilerlemiş şekli olan periodontitiste, dişetleri ve dişleri destekleyen kemik ciddi bir şekilde harap olabilir. Dişleriniz kendiliğinden düşebilir ya da dişhekimine çektirmeniz gerekebilir. Dişeti Hastalığının Belirtileri Bu belirtilerden birini farkederseniz hemen dişhekiminize muayene olun: Dişlerinizi fırçalarken kanama, Kırmızı, şiş ve hassas dişetleri, Dişlerden uzaklaşmış dişetleri, Ağız kokusu, Diş ve dişetleriniz arasından sızan iltihap, Diş kaybı, Protezlerinizin uyumunda bozulma, Normal, sağlıklı dişeti Sağlıklı dişetleri dişleri sıkıca sarar. Sağlıklı dişeti kanamaz. Gingivitis Gingivitis bir dişeti hastalığıdır. Temizlenmeyen plak sertleşerek diştaşı (tartar, calculus) haline dönüşür. Plak ve diştaşı dişetinde mekanik tahriş ve inflamasyona neden olur. Periodontitis Gingivitis tedavi edilmez veya tedavisi geciktirilirse periodontitis gelişir. İnfeksiyon ve inflamasyon dişetinden, dişin destek dokusunu oluşturan ligamentlere ve kemiğe yayılır. Dişetindeki inflamasyon diş ve dişeti arasında bir cep oluşmasına neden olur ve bu cebin içi plak ve tartarla dolar. Geri dönüşümsüz diş kaybı süreci başlamıştır. Sağlıklı (çürüksüz) dişlerin bile bu durumda çekilmesi gerekebilir. Dişeti hastalığından korunma Dişeti hastalığı önlenemez değildir. İyi bir bakım ve düzenli kontrollerle sağlıklı dişetlerine sahip olabilirsiniz. Diş ve dişetlerinizin sağlıklı olması için; Dişlerinizi günde iki defa fırçalayın. Böylelikle dişler üzerindeki yumuşak bakteri plağını uzaklaştırmış olursunuz. Fırçanızın orta sertlikte ve iyi durumda olmasına dikkat edin. Diş macunlarının içerisindeki fluorid çürükleri önler ve dişlerinizi kuvvetlendirir. Dişlerinizin arasını hergün temizleyin. Diş aralarının dişipi ya da arayüz temizlik ajanlarından biriyle temizlenmesi diş fırçasının ulaşamadığı bölgelerdeki plak ve yiyecek artıklarının uzaklaştırılmasını sağlar. Başlangıç halindeki dişeti hastalığı iyi bir bakımla geriye dönebilir. Dengeli beslenin. Temel besin gruplarından dengeli olarak seçim yapın. Süt ve süt ürünleri gelişim çağındaki çocuklar için özellikle yararlıdır. Öğünler arası yemek yemekten kaçının. Düzenli olarak dişhekiminize kontrole gidin. Düzenli kontroller diş ve dişeti sağlığınız için çok önemlidir. Periodontal hastalığın engellenmesi için profesyonel bakım şarttır. Bütün bunları önlemenin yolu günde en az iki kere yapılan diş fırçalamasıdır. DİŞ HASSASİYETİ (Hipersensitivite) Hassas dişler, soğuğa sıcağa ve tatlıya hatta fırçalama ve dokunma gibi fiziksel uyarılara keskin bir ağrı veya sızı ile cevap veren aşırı duyarlı dişlerdir. Çok yaygın bir diş rahatsızlığı olan aşırı hassasiyetin nedenleri şunlardır: Ani Diş Kırılması ile mine tabakası dentini koruyamaz ve uyarıya açık hale gelir. Abrazyon (aşınma) ; sert yiyeceklerin alınması veye aşındırıcılığı yüksek diş macunu kullanımı ile diş yüzeyinde (mine tabakasında) oluşur ve dentinin uyarılara karşı duyarlı hale gelmesine neden olur. Dişeti Çekilmesi (jinjival resesyon); bu durumda dentin açığa çıkar ve diş hassasiyeti meydana gelir. Kimyasal erozyon; asit yapılı yiyecek ve içeceklerin çok ve sık alınması, uzun dönemde dentin hipersensitivitesinin en genel nedenlerindendir. Çok sık ve fazla miktarda greyfurt yiyen kişilerde dentin hipersensitivitesine daha sık rastlanır. Tedavisi Kişide genel bir hassasiyet varsa sıklıkla hastanın desentizer bir diş macunu vaya gargara kullanması istenir. Bu amaç için kullanılan diş macunlarının formülleri dentin tübüllerini tıkamaya yönelik veya sinir cevabını etkileyecek şekilde olmaktadır. Kişi, bu evde yapılan uygulamalardan sonuç almazsa profesyonel tedavi önerilmelidir. Lokalize veya şiddetli hassasiyet tedavisi hem hekimin uygulayacağı, hem de kişinin evde uygulayabileceği yöntemlerin kombinasyonu şeklinde olmaktadır.


YAN ETKİLER


Hipoglisemi (Düşük kan şekeri): Glimax’ın kan şekerini düşürücü etkisinin bir sonucu olarak hipoglisemi ortaya çıkabilir ve de uzun sürebilir. Hipoglisemi semptomları arasında; baş ağrısı, aşırı açlık, bulantı, kusma, halsizlik, uyku hali, uyku bozukluğu, huzursuzluk, saldırganlık, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, konuşma bozuklukları, görme bozuklukları, titreme, duyu bozuklukları, baş dönmesi, güçsüzlük, bilinç kaybı, serebral konvülsiyonlar, hafif hipertansiyon, çarpıntı, anjina pektoris ve kardiyak aritmiler gibi adrenerjik karşı düzenleme belirtileri olabilir. Ağır hipoglisemik atağının klinik tablosu inme tablosuna benzeyebilir. Hipoglisemi düzeltildiğinde, hipoglisemi semptomları hemen her zaman ortadan kalkar. Gözler: Özellikle tedavinin başlangıcında, kan şekeri düzeylerindeki değişikliğe bağlı olarak geçici görme bozukluğu olabilir Sindirim Sistemi: Bazen bulantı, kusma, epigastriumda baskı ya da doluluk hissi, karın ağrısı ve diyare gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Nadir olgularda, karaciğer enzim düzeyleri artabilir, karaciğer fonksiyon bozukluğu (örneğin kolestaz ve sarılık) ve muhtemelen karaciğer yetmezliği ile sonuçlanan hepatit gelişebilir. Kan: Kan tablosunda ciddi değişiklikler ortaya çıkabilir. Nadiren, trombositopeni, nadir olgularda lökopeni, hemolitik anemi ya da örneğin eritrositopeni, granülositopeni, agranülositoz ve pansitopeni gelişebilir. Diğer: Kaşıntı, ürtiker veya döküntü formunda alerjik ya da psödoalerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu gibi reaksiyonlar hafiftir, fakat daha ciddi olabilir ve bazen şoka kadar ilerleyebilen dispne ve kan basıncında düşme buna eşlik edebilir. Ürtiker görülürse, hekim acilen bilgilendirilmelidir. Nadir vakalarda alerjik vaskülit ve deride ışığa karşı aşırı duyarlılık, serum sodyum konsantrasyonlarında bir düşme görülebilir. Ağır hipoglisemi, kan tablosundaki belirli değişiklikler, şiddetli alerjik veya psödoalerjik reaksiyonlar veya karaciğer yetmezliği gibi bazı advers etkiler belirli şartlar altında hayatı tehdit edici hale gelebildiklerinden, ani veya şiddetli reaksiyonlar ortaya çıkarsa, ilk olarak hastayı takip eden hekime haber verilip, hekimin bilgisi dışında ilaç kullanılmamalıdır. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜ TAKDİRDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.


ETKİLEŞMELER


Glimepiridin hipoglisemik etkisi bazı grup ilaçlarla birlikte kullanıldığında güçlenir. Bunlar: İnsülin ve diğer oral antidiyabetikler, ADE inhibitörleri, allopurinol, anabolik steroidler ve erkek cinsiyet hormonları, kloramfenikol, kumarin türevleri, siklofosfamid, dizopiramid, fenfluramin, feniramidol, fibratlar, fluoksetin, guanetidin, MAO inhibitörleri, mikonazol, paraaminosalisilik asit, yüksek doz parenteral pentoksifilin, fenilbutazon, azapropazon, oksifenbutazon, probenesid, kinolonlar, salisilatlar, sülfinpirazon, sülfonamidler, tetrasiklinler gibi ilaçlardır. Dolayısıyla bu ilaçların birlikte kullanımına bağlı hipoglisemi meydana gelebilir. Asetazolamid, barbitüratlar, kortikosteroidler, diazoksit, diüretikler, epinefrin (adrenalin) ve diğer sempatomimetik ajanlar, glokagon, uzun süreli laksatif kullanımından sonra, yüksek dozlarda nikotinik asit, östrojenler ve progestojenler , fenotiazinler, fenitoin, rifampisin, tiroid hormonları gibi ilaçlardan biri alındığında kan şekerini düşürücü etkinin zayıflamasıyla, kan şekeri düzeyleri yükselebilir. H2 reseptör antagonistleri, klonidin ve rezerpin kan şekerini düşürücü etkinin artmasına ya da azalmasına yol açabilir. Beta-blokerler, klonidin, guanetidin ve rezerpin gibi sempatolitik ilaçların etkisi altında, hipoglisemiye karşı adrenerjik karşı düzenleme belirtileri azalmış olabilir ya da hiç olmayabilir. Beta-blokerler, klonidin, guanetidin ve rezerpin gibi sempatolitik ilaçların etkisi altında, hipoglisemiye karşı adrenerjik karşı düzenleme belirtileri azalmış olabilir ya da hiç olmayabilir. Hem kronik hem de akut alkol alımı, glimepiridin kan şekerini düşürücü etkisini önceden tahmin edilemeyen bir biçimde artırabilir ya da zayıflatabilir. Glimepirid kullanan hastalarda Kumarin türevlerinin etkisi artabilir ya da azalabilir.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


DİŞ SAĞLIĞINDA ALTIN KURALLAR 1. Her yemekten sonra dişlerinizi mutlaka fırçalayın ve yemek aralarında atıştırmamaya özen gösterin. Özellikle sabah kahvaltısından sonra ve gece yatmadan önce olan fırçalama çok önemlidir. 2. Dişlerinizi fırçaladığınız zamanlarda bile bir şeyler yedikten sonra en azından ağzınızı parmaklarınızı da kullanarak güzelce çalkalayın. 3. Yanınızda diş fırçası ve diş macunu gezdirmeyi alışkanlık haline getirin. 4. Yalnızca dişleri fırçalamak yetmez. Bu yüzden diş ipi kullanmayı da alışkanlık haline getiriniz. 5. Çocuklarınıza mutlaka diş fırçalama alışkanlığı kazandırın. Başlangıçta bunu bir oyun haline getirmek en uygun yöntemdir. Hatta diş fırçalamaya yeni başlayan çocukların diş macunsuz ve kuru olarak fırçalamaları hem öğrenmeleri hem de alışmaları açısından daha uygun olacaktır. 6. Kabuklu kuruyemişlerin kabuklarını kesinlikle dişlerinizle kırmayınız. 7. Özellikle bisküvi, çikolata gibi yapışkan ve şekerli gıdaların mümkün olduğunca az tüketilmesi. bu tür gıdaların ardından ağızın mutlaka temizlenmesi ve özellikle bu gıdaların yatmadan önce yenmemesine dikkat edilmesi gerekir. 8. Bunun yanında 6 aylık periyotlarla genel bir ağız diş muayenesi yaptırılmalıdır. Bu kontrollerin özellikle 0-12 yaş grubu çocuklarda aksatılmadan yapılması gelecekte sağlıklı bir diş yapısına ve ağıza sahip olmalarında büyük rol oynayacaktır. Doğru Diş Fırçalama Teknikleri Diş fırçanızı dişetinizle 45 derece açı yapacak şekilde yerleştirin. Fırçanızı diş boyunca (üst çenede yukarıdan aşağıya, alt çenede aşağıdan yukarıya doğru) doğru hareket ettirin. Dışa ve içe bakan yüzeyleri ve çiğneme yüzeylerini fırçalayın. Ön dişlerinizin iç yüzeylerini temizlemek için fırçanızı dik tutun ve yumuşak hareketlerle dışa doğru çekin. Nefesinizi ferahlatmak ve bakterileri uzaklaştırmak için dilinizi de fırçalayın. Dişipi Kullanımı 30 cm lik dişipini orta parmağınıza dolayın. Kalan ipi diğer elinizdeki aynı parmakla tutun ve ip kirlendikçe bu parmağınıza sarın. İpi işaret ve baş parmağınızla sıkıca kavrayın. Hafif testere hareketiyle ipi dişlerinizin arasına sokun. İp asla dişetlerine gömülmemelidir. İp dişeti hizasına ulaştığında C şekli alacak şekilde bükün ve dişe yaslayın. Yumuşak bir şekilde dişeti ve diş arasındaki boşluğa sokun. Yine dişe yaslayarak dişin yan yüzeyini yukarı aşağı hareketlerle temizleyin. Bu yöntemi tüm dişlerinize uygulayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder