10 Mart 2010 Çarşamba

mone 7,5 mg 30 tablet

» 5 Alfa Redüktaz Inhibitörü


Etken Maddesi
Meloksikam


MONE 7,5 MG 30 TABLET

İthal, Beşeri bir ilaçdır.


FORMÜLÜ


Beher tablet etkin madde olarak 7.5 mg meloksikam içerir. Yardımcı Maddeler: Laktoz monohidrat, mikrokristalin selüloz (PH 102), sodyum bikarbonat, kroskarmelloz sodyum, magnezyum stearat, kolloidal silikon dioksit.


ENDİKASYONLARI


Mone, yetişkinlerde; Osteoartritin semptom ve bulgularının tedavisinde, ankilozan spondilit ve romatoid artritin semptomlarının tedavisinde endikedir.


KONTRENDİKASYONLARI


Mone tabletin içeriğinde bulunan meloksikam ve diğer bileşiklere karşı bilinen ya da olası bir hassasiyeti olan kişilerde kullanılmamalıdır. Çapraz hassasiyet olasılığına karşı, akut astım atakları olan ya da astım semptomları görülen kişilerde, ürtiker, nazal polip, anaflaksi, rinit ve angioödemi olan, aspirin ve diğer nonsteroidal antienflamatuar ajanların tetiklediği diğer allerjik belirtiler gösteren kişilerde kullanılmamalıdır. Diğer NSAID’lerle tedavi edilen kişilerde ölümcül anaflaktoid reaksiyonlar görülmüştür. Mone, ayrıca, şu durumlarda kontrendikedir: Aktif peptik ülser, şiddetli hepatik yetmezlik, diyaliz olmayan şiddetli böbrek bozuklukları, 15 yaşından küçük çocuklar ve adolesanlarda, gebelik ve laktasyonda. Mone’nin diğer NSAID’lerle birlikte kullanılması önerilmez, çünkü sinerjik yararlar konusunda herhangi bir kanıt olmadığı gibi, potansiyel additif yan etki riski de bulunmaktadır.


UYARILAR & ÖNLEMLER


Nonsteroidal antienflamatuar ilaçlarla tedavi olan hastalarda, herhangi bir aşamada, semptomlu veya semptomsuz, bazen çok ciddi, nadiren ölümcül, peptik ülser, perforasyon ve gastrointestinal (GI) kanama meydana gelebilir. Dispepsi gibi bazı küçük GI sorunlar sıklıkla görülebilir ve NSAID tedavisinin herhangi bir aşamasında ortaya çıkabilir. Bu nedenle doktorlar, nonsteroidal antienflamatuar tedavisi gören hastalarda, GI kanal semptomları olmasa bile, ülserasyon ve kanama konusunda uyanık olmalıdırlar. Hastalar ciddi GI toksisitesinin işaret ve semptomları hakkında ve böyle bir şey meydana geldiğinde alınacak önlemler konusunda bilgilendirilmelidir.


Periyodik laboratuar incelemelerinin yararları kanıtlanmamış olup, bu konu henüz yeterince değerlendirilmemiştir. NSAID tedavisi sırasında GI kanalında ciddi advers etkiler görülen 5 hastanın yalnızca 1 tanesi semptomatik olmaktadır. NSAID’lerle tedavi olan hastalardan, 3-6 ay süre ile tedavi görenlerde %1,1 yıl süre ile tedavi görenlerde ise % 2-4 oranında üst GI kanal ülserleri, ciddi kanama veya delinme görüldüğü gösterilmiştir. Bu trend, tedavinin herhangi bir aşamasında hastada ciddi bir GI sorunun ortaya çıkma riskini arttırmaktadır. Bunun yanı sıra, kısa süreli tedavilerde bile risk unsuru bulunmaktadır. Yukarıda sözü edilen oranların meloksikam için de geçerli olup olmadığı bu aşamada net değildir.


Daha önce bir ülser hastalığı ya da GI kanama öyküsü olan hastalarda NSAID ‘ler çok dikkatle kullanılmalıdır. Ani ölümcül GI vakalarının büyük bölümü yaşlı ve zayıf bünyeli hastalarda görüldüğü için, bu kişilerin tedavisinde özellikle dikkatli olunması gerekir. İstenmeyen GI bir olayla karşılaşma riskini azaltmak için mümkün olan en düşük etkili dozda ve mümkün olan en kısa süre kullanılmalıdır.Yüksek risk altındaki hastalarda, NSAID olmayan alternatif ajanlarla tedavi düşünülmelidir.


Çalışmalar göstermiştir ki, daha önce bir peptik ülser hastalığı ve/veya GI kanama öyküsü olan hastalarda, GI kanama riski, bu tür bir risk taşımayan hastalardan 10 katı daha fazladır.


Farmakoepidemiyolojik çalışmalar, geçmişteki bir ülser hastalığına ek olarak, GI riskini arttıran diğer bazı tedavi ve koşulları da tanımlamıştır. Bunlar: oral kortikosteroid tedavisi, antikoagülan tedavisi, uzun süreli NSAID tedavisi, sigara, alkol, ileri yaş ve genel sağlık durumunun kötülüğüdür.


Mone ile birlikte histamin H2 reseptör antagonistlerinin ve/veya antasitlerin kullanılmasının, gastrointestinal yan etkileri önleyeceğine, ya da bu reaksiyonlara rağmen, ilaç tedavisinin sürdürülmesine olanak vereceğine ilişkin hiç bir belirgin kanıt bulunmamaktadır.


Anaflaktoid reaksiyonlar :
Diğer NSAID’lerde de olduğu gibi, daha önce meloksikam kullanmamış hastalarda anaflaktoid reaksiyonlar meydana gelebilmektedir. Mone, aspirin üçlüsü olan hastalara verilmemelidir. Bu semptom kompleksi, tipik olarak, nazal poliplerin eşlik ettiği veya etmediği riniti olan veya aspirin ya da başka bir NSAID aldığında ciddi, ölümcül bronkospazm yaşayan hastalarda ortaya çıkar. Anaflaktoid reaksiyon meydana geldiğinde acil yardım alınmalıdır.


İleri derecedeki böbrek hastalıkları :
İleri derecedeki böbrek hastalıklarında Mone tedavisi önerilmemektedir. NSAID tedavisinin zorunlu olduğu durumlarda ise, hastanın böbrek fonksiyonlarının çok yakından izlenmesi gerekir.


Çapraz Duyarlılık :
NSAID’lerden bir tanesine karşı hassasiyeti olan hastaların diğer NSAID’lere karşı da hassas olma olasılığı çok yüksektir.


Aseptik Menenjit :
Bazı NSAID’lerle, ender olarak, aseptik menenjit semptomları (ensede sertlik, ciddi başağrıları, bulantı ve kusma, ateş ve bilinç bulanıklığı) görülmüştür. Otoimmün bozuklukları olan hastalar (sistemik lupus eritematoz, karışık bağ dokusu hastalıkları v.s) özellikle yatkın görünmektedir. Bu nedenle, bu tür hastalarda, hekimler, komplikasyon gelişmesine karşı uyanık olmalıdırlar.


Çocuklarda Kullanım :
Mone’nin, 18 yaş altındaki çocuklarda etkin ve güvenli kullanımı ile ilgili herhangi bir çalışma bulunmamaktadır.


Genel :
Mone’nin kortikosteroid tedavisinin yerini tutması ya da kortikosteroid yetersizliğini telafi etmesi söz konusu değildir. Kortikosteroidlerin birden kesilmesi, hastalığın daha da artmasına neden olabilir. Uzun süreden beri kortikosteroid tedavisi gören hastalarda tedavinin sona erdirilmesi düşünülüyorsa, bu, kademeli olarak yapılmalıdır. Meloksikam’ın enflamasyonu azaltıcı farmakolojik etkisi, enfeksiyöz olmayan, ağrılı vakaların komplikasyonlarının teşhisine yarayacak diyagnostik belirtileri engelleyici bir rol oynayabilir.


Böbrek Fonksiyonları :
Önemli derecede dehidrate olmuş hastalarda, meloksikam tedavisine başlarken çok dikkatli olunması gerekir. Hastaların önce rehidrate edilmesi ve meloksikam tedavisine ondan sonra başlanması önerilir. Önceden varolan böbrek
hastalıkları da dikkat gerektiren diğer bir husustur. Orta ya da hafif dereceli böbrek fonksiyon bozukluğu bulunan (Kreatinin klirensi 15 mL/dak veya 0.25 mL/san. ‘den büyük olan) hastalarda doz azaltımına gitmeye gerek yoktur.


NSAID’lerin uzun süreli kullanımı sonucunda renal papiller nekroz ve diğer renal medullar değişiklikler görülmüştür. Renal prostaglandinlerin zorunlu olarak renal perfüzyonu sürdürme görevi gördüğü hastalarda da renal toksisite vakaları görülmüştür. Bu hastalara NSAID’lerin verilmesi, doza bağlı olarak prostaglandin oluşumunda ve sekonder olarak da renal kan akımında azalmaya neden olarak renal dekompensasyonda belirgin artışa yol açabilir. Bu reaksiyon için en çok risk altında bulunan grup, böbrek fonksiyon bozukluğu, kalp yetmezliği ve karaciğer fonksiyon bozukluğu olan, diüretik ve ADE inhibitörü kullanan hastalarla yaşlı hastalardır. NSAID kullanımının sona erdirilmesiyle, genellikle tedavi öncesi duruma dönülür.


Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda meloksikam metabolitlerinden hangilerinin ne ölçüde birikebileceği incelenmemiştir. Metabolitleri böbreklerden atılan diğer NSAID’lerde de olduğu gibi, meloksikam kullanan böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar dikkatle izlenmelidir.



Genitoüriner Kanal :
Bazı NSAID’lerin inatçı üriner semptomlara (mesane ağrısı, disüri, üriner sıklık), hematüri ve sistite neden olduğu bilinmektedir. Bu semptomlar NSAID tedavisinin başlamasını takiben herhangi bir aşamada ortaya çıkabilmektedir. Tedavinin sürdürülmesi ile daha ciddi bir hal alan bazı vakalar görülmüştür.


Üriner semptomların ortaya çıkması halinde, iyileşmeyi sağlamak için Mone tedavisi derhal durdurulmalıdır. Bu, herhangi bir ürolojik inceleme veya tedavinin başlatılmasından önce yapılmalıdır.


Karaciğer Fonksiyonları :
Tüm NSAID’lerde olduğu gibi, hastaların %15’i gibi bir oranında, karaciğer test değerlerinde sınıra yakın yükselmeler görülebilir. Laboratuar testlerindeki bu anormallikler artabilir, aynı kalabilir ya da tedavinin sürdürülmesiyle yok olabilirler.


Bunlara ilaveten, diğer NSAID’lerde, bazıları ölümle sonuçlanan, sarılık ve ölümcül fulminant hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğer yetmezliği gibi ciddi hepatik reaksiyonlar da nadiren görülebilir.


Mone tedavisi sırasında, karaciğer fonksiyon bozukluğuna işaret eden belirti ve/veya semptomları gösteren veya karaciğer test sonuçları anormal çıkan hastalar, bu durumun daha ciddi hepatik reaksiyonlara yol açma olasılığına karşı dikkatle izlenmelidir. Klinik belirti ve semptomlar karaciğer hastalığının geliştiğine işaret ediyorsa veya sistemik belirtiler ortaya çıkmışsa (eozinofili, kızarıklık v.s) meloksikam kullanımına son verilmelidir.


Sıvı ve Elektrolit Dengesi :
Meloksikam ve diğer NSAID’leri kullanan bazı hastalarda sıvı tutma ve ödem görülmüştür. Bu nedenle, diğer NSAID’lerde olduğu gibi, özellikle yaşlı ve kardiyak fonksiyonları şüpheli durumdaki hastalarda konjestif kalp yetmezliği ortaya çıkabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Mone, sıvı tutulmasına yol açan kalp yetmezliği, hipertansiyon ve diğer hastalıklarda dikkatle kullanılmalıdır.


NSAID tedavisinde, özellikle diabetes mellitus veya böbrek yetmezliği olan hastalarda, yaşlılarda, meloksikamla birlikte B-adrenerjik bloker, anjiyotensin değiştiren enzim inhibitörü veya bazı diüretikleri alan hastalarda hiperkalemi riski bulunmaktadır. Uzun süreli tedaviler sırasında, özellikle de risk altındaki hastalarda, serum elektrolitleri periyodik olarak incelenmelidir.




Hematoloji :
Meloksikam ve diğer NSAID’leri kullanan hastalarda bazen anemi görülebilmektedir. Bunun nedeninin, sıvı tutulması, GI kan kaybı veya eritropoiezis üzerindeki iyi tanımlanamayan bir etki olabileceği düşünülmektedir. Uzun süreli meloksikam ve diğer NSAID’lerle tedavi gören hastalarda, anemi belirti ve semptomları görülmesi halinde hemoglobin ve hematokrit kontrolü yapılmalıdır.


Prostaglandinlerin biyosentezini inhibe eden tüm ilaçlar, platelet fonksiyonları ve kanamaya vasküler cevapla bir miktar etkileşebilir.


NSAID’lerin, bazı hastalarda platelet agregasyonunu inhibe ederek kanama süresinin uzamasına neden olduğu bilinmektedir. Aspirinin aksine, bu ilaçların platelet fonksiyonu üzerindeki etkileri kantitatif olarak daha az veya daha kısa süreli ve reversibldir. Meloksikam, genel olarak, platelet sayımını, protrombin zamanını (PT) veya parsiyal tromboplastin zamanını (PTT) etkilemez. Platelet fonksiyonundaki değişmelerden etkilenebilecek örneğin; koagülasyon bozuklukları olan veya antikoagülan kullanan hastalar dikkatle izlenmelidir.


NSAID kullanımına bağlı kan diskrazileri (Nötropeni, lökopeni, trombositopeni, aplastik anemi ve agranülositoz v.b) çok ender görülmekle birlikte ciddi sonuçlar doğurabilir.


Enfeksiyon :
Diğer NSAID’lerde olduğu gibi meloksikam kullanımı sırasında da enfeksiyonun alışılmış belirtileri maskelenebilir.


Oftalmoloji:
NSAID kullanımı ile görmede bulanıklık ve görmede azalma bildirilmiştir. Bu tür belirtilerin görülmesi halinde, Mone tedavisi derhal durdurularak oftalmolojik muayene yapılmalıdır. Mone’yi uzun süre kullanan tüm hastalarda periyodik olarak oftalmolojik muayene yapılmalıdır.


Merkezi Sinir Sistemi :
Bazı hastalarda NSAID kullanımına bağlı uyku hali, baş dönmesi, vertigo, uykusuzluk ve depresyon görülebilmektedir.


Hipersensitivite Reaksiyonları :
Astımlı hastalarda aspirine karşı bir hassasiyet bulunabilir. Bu tür hastalarda aspirin kullanımının ölümcül bronkospazma yol açtığı görülmüştür. Aspirin hassasiyeti olan bu tür hastalarda NSAID’lerle, bronkospazm da dahil çapraz duyarlılık bildirilmiş olduğu için, bu tür hastalarda Mone’nin kullanımından kaçınılmalı ve astım hikayesi olanlarda dikkatle kullanılmalıdır.





Gebelik ve Laktasyonda Kullanım :
Gebelikte kullanım kategorisi C’dir.
Mone’nin hamile kadınlarda kullanılması ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Gebelikte, diğer NSAID’lerde olduğu gibi, Mone’nin de kullanılmasından kaçınılması gerekir, çünkü bu grup ilaçlar ductus arterioususun erken kapanmasına neden olabilirler. Potansiyel yararların, potansiyel zararlardan fazla olacağı düşünüldüğü taktirde gebeliğin ilk 6 aylık döneminde kullanılabilir.


Meloksikamın insan sütündeki salgılanması konusunda herhangi bir araştırma yoktur. Ancak, deneysel çalışmalarda sütte bulunan meloksikam miktarı, plazmadakinden çok daha yüksek çıkmıştır. Mone’nin süt çağındaki bebeklerde meydana getireceği istenmeyen etkiler göz önüne alındığında, laktasyonun kesilmesi ya da ilacın kullanımına son verilmesi arasında bir seçim yapılması gerekmektedir.


Araç ve Makina Kullanmaya Etkisi
Bazı hastalarda NSAID kullanımına bağlı uyku hali, baş dönmesi, vertigo, uykusuzluk ve depresyon görülebilmektedir. Bu tür belirtiler görülen hastalar, dikkat gerektiren faaliyetlerden kaçınmalıdır.


Hastaya bilgiler:
Meloksikam, bu sınıftaki diğer ilaçlarda olduğu gibi, GI kanama gibi ciddi sorunlar da dahil olmak üzere, çeşitli advers etkilere neden olabilir. Her ne kadar ciddi GI ülserleri ve kanama bir belirti vermeden de ortaya çıkabilirse de, hastalar belirtiler konusunda bilgilendirilmeli ve böyle bir durum ortaya çıktığında derhal tıbbi yardım almaları hakkında uyarılmalıdır.


Hastalar, GI ülserasyon veya kanama, cilt döküntüleri, kilo alma veya ödem durumlarını doktora bildirmelidir.


Hastalara, karaciğer toksisitesinin belirti ve semptomları (bulantı, halsizlik, bitkinlik, sarılık, sağ üst boşlukta hassasiyet ve grip benzeri belirtiler gibi) anlatılmalıdır. Bu durumlar ortaya çıkarsa, hastaya ilaç tedavisini kesmesi ve derhal doktora başvurması anlatılmalıdır.


Bir anaflaktoid reaksiyon halinde derhal acil servise başvurması konusunda hasta uyarılmalıdır.


Gebeliğin son döneminde Mone ve diğer NSAID’lerin kullanılmaması konusunda hasta uyarılmalıdır.


YAN ETKİLER


Bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. İstenmeyen bir etki görüldüğü zaman Sağlık Bakanlığı Türk İlaç Advers Etkilerini İzleme ve Değerlendirme Merkezi (TADMER)’ne bildiriniz.



ETKİLEŞMELER


ADE Inhibitörleri : NSAID’lerin, anjiyotensin-dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörlerinin antihipertansif etkilerini azalttığı bildirilmiştir. Bu durum NSAID’lerle ADE inhibitörlerinin birlikte kullanımı söz konusu olduğunda göz önüne alınmalıdır. Aspirin : Aspirinin, birlikte (1000mg TID) kullanıldığında, sağlıklı gönüllülerde, meloksikamın eğri altında kalan alan (EAA) (%10) ve Cmaks‘ını arttırdığı görülmüştür. Bu etkileşimin klinik olarak ne anlama geldiği henüz bilinmemekle beraber, istenmeyen etkilerde artış potansiyeli bulunduğundan, aspirinle aynı zamanda kullanımından kaçınılması gerekir. Düşük dozdaki aspirin ile Mone’nin birlikte kullanımı ile GI ülserasyonunda ve diğer komplikasyonlarda artış görülmüştür. Mone, kardiyovasküler profilaksilerde aspirinin yerine kullanılamaz. Kolestiramin : Dört gün boyunca kolestiraminle yapılan ön-tedavi sonucunda, meloksikamın klirensi % 50 oranında artmıştır. Bu da t1/2 de, 19.2 saatten 12.5 saate düşüş ve EAA’da % 35 azalma ile sonuçlanmıştır. Bu da meloksikam için gastrointestinal kanalda bir resirkülasyon yolu olduğunu göstermektedir. Bu etkileşimin klinik olarak ne anlama geldiği henüz bilinmemektedir. Simetidin : 200 mg simetidin QID, 30 mg‘lık tek doz meloksikamın farmakokinetiğini değiştirmemiştir. Digoksin : 7 gün boyunca günde 15 mg meloksikam verilmesi, 7 gün süreyle klinik dozda verilen b-asetildigoksini takiben, digoksinin plazma konsantrasyon profilinde herhangi bir değişiklik meydana getirmemiştir. In vitro testlerde digoksinle meloksikam arasında proteine bağlanma ilaç etkileşimi bulunmamıştır. Diüretikler : Klinik çalışmalar ve piyasaya verildikten sonra yapılan gözlemler, NSAID’lerin, bazı hastalarda, furosemid ve tiazid diüretiklerinin natriüretik etkisini azalttığını göstemiştir. Bu etkinin renal prostaglandin sentezininin inhibisyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Furosemid ve meloksikamla yapılan çalışmalarda, natriüretik etkide bir azalma görülmemiştir. Furosemidin tek ve çoklu doz farmakodinamik ve farmakokinetiği, meloksikamın çoklu dozlarından etkilenmemektedir. Bununla birlikte furosemid ve meloksikamın birlikte kullanıldığı tedavilerde, hastanın böbrek fonksiyonlarında herhangi bir bozulma olup olmadığı ve diüretik etkililik dikkatle izlenmelidir. Lityum : Klinik deneylerde, NSAID’lerin, plazma lityum düzeylerinde artışa ve renal lityum klirensinde azalmaya neden oldukları gözlenmiştir. Sağlıklı deneklerle yapılan çalışmalarda, 804-1072 mg BID dozda lityum ve 15 mg QD meloksikam alanlarda, ortalama doz-öncesi lityum konsantrasyonu ve EAA’nın, yalnızca lityum alanlara kıyasla %21 oranında arttığı saptanmıştır. Bu etkinin, meloksikamın renal prostaglandin sentezini inhibe etmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Lityum tedavisi alan hastalar, Mone verildiğinde ve kesildiğinde dikkatle izlenmelidir. Metotreksat: Haftada bir kez metotreksat alan 13 romatoid artrit hastasına, çoklu dozda verilen meloksikam’ın, metotreksatın farmakokinetiğinde ne gibi bir etki yaptığı incelenmiş, ve dikkate değer bir etki saptanmamıştır. In vitro olarak, metotreksat, meloksikamın serum bağlanma sitlerindeki yerini almamıştır. Antikoagülanlar : Varfarin ve benzeri ajanlarla tedavi gören hastalarda, Mone tedavisi verilmeye başlandıktan veya değiştirildikten sonra birkaç gün, kanama riskinin artması nedeniyle antikoagülan etkinlikler izlenmelidir. Oral hipoglisemikler : Hipoglisemik ajanlarla, meloksikamın birlikte kullanılması sırasında bazı etkileşimler görülmüş olmakla birlikte, bu konuda herhangi bir veri yoktur. Glikokortikoidler : Glikokortikoidler, ülserasyon ve kanama gibi GI yan etkileri artırabileceğinden dikkatli kullanılmalıdır. Bu özellikle 65 yaş üstü hastalar için geçerlidir. Sitokrom P450 Etkileşimleri : Meloksikam, hemen tamamen hepatik metabolizma yoluyla elimine edilmekte olup, bunun yaklaşık üçte ikisi sitokrom (CYP) P450 enzimleri (CYP 2C9 ana yolak ve CYP 3A4 minör yolak), üçte biri ise peroksidaz oksidasyonu gibi başka yollarla gerçekleşmektedir. Bu nedenle, CYP 2C9 ve/veya CYP 3A4 enzimlerini inhibe eden veya bu enzimlerle metabolize olan ilaçlar kullanan hastaların meloksikam kullanmaları söz konusu olduğunda, bu farmakokinetik etkileşim dikkate alınmalıdır. Diğer İlaç Etkileşimleri : Yapılan bir nüfus kinetiği çalışması, sulfasalazin, altın bileşikleri, ve glikokortikosteroidlerin, meloksikamın farmakokinetiği üzerinde herhangi etkisi olmadığını göstermiştir. Aşağıdaki ilaçların meloksikamla etkileşimleri konusunda herhangi bir veri bulunmamaktadır:Fenitoin, asetaminofen, alkol, aminoglikozit, butemid, kolşisin, siklosporin, indapamid, insulin, nefrotik ajanlar, NSAID’ler (ASA hariç), oral kontraseptifler, potasyum destekleri, probenesid, valproik asit, zidovudin.


DOZU & KULLANIM ŞEKLİ


Oral yolla kullanılır. Osteoartritte : Günde bir kez 7.5 mg alınır. Gerekirse bu doz günde bir kez 15 mg’a kadar çıkarılabilir. Romatoid artritte Günde bir kez 15 mg kullanılır. Terapötik cevaba göre bu doz günde 7.5 mg’a kadar düşürülebilir. Advers reaksiyon riski fazla olan hastalarda, tedaviye günde 7.5 mg’lık dozla başlanır. Ciddi böbrek yetersizliği olan diyaliz hastalarında, günlük doz 7.5 mg’ı aşmamalıdır. Mone Tabletin, önerilen maksimum günlük dozu 15 mg’dır. Çocuklarda kullanım dozu henüz belirlenmemiş olduğu için, yalnızca yetişkinlerde kullanılmalıdır. Mone, yemek saatleri dikkate alınmaksızın uygulanabilir. DOZ AŞIMI VE ALINACAK ÖNLEMLER Meloksikam ile doz aşımına ilişkin deneyimler çok sınırlıdır. Dört vakada, önerilen maksimum dozun 6 ila 11 misli meloksikam alınmış, hepsi de iyileşmiştir. Kolestiraminin, meloksikamın klirensini hızlandırdığı bilinmektedir. NSAID’lerde doz aşımı halinde görülen semptomlar genellikle letarji, uyku hali, bulantı, kusma ve epigastrik ağrı ile sınırlıdır ki, bunlar da destekleyici tedavi ile geriye döndürülebilmektedir. Şiddetli zehirlenme vakalarında hipertansiyon, akut böbrek yetmezliği, hepatik disfonksiyon, solunum depresyonu, koma, konvülsiyonlar, kardiyovasküler kollaps ve kardiyak arrest görülebilir. Anaflaktoid reaksiyonlar, NSAID’lerin terapötik alımında ortaya çıkabildiği için, doz aşımı vakalarında da görülebilir. NSAID’lerle doz aşımı halinde, semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanır. Akut doz aşımında, gastrik lavaj ve ardından aktif kömür önerilir. Doz aşımını takibeden bir saatten daha sonra yapılan gastrik lavajın tedavi açısından herhangi bir yararı olmamaktadır. Aşırı doz alımından 1-2 saat sonra gelen hastalarda aktif kömür kullanılması önerilir. Doz aşımının çok fazla olması ve semptomların ağır seyretmesi durumunda aktif kömür alımı birçok kez tekrarlanabilir. Bir klinik çalışmada günde üç kez 4 gr oral olarak verilen kolestiraminin meloksikamın atımını hızlandırdığı görülmüştür. Doz aşımı durumunda kolestiramin verilmesi yararlı olabilir. Zorlanmış diürez, idrarın alkalinizasyonu, hemodiyaliz veya hemoperfüzyon, yüksek protein bağlama özelliği nedeniyle yarar sağlamayabilir. SAKLAMA KOŞULLARI Çocukların ulaşamayacağı yerlerde, 25ºC‘nin altındaki sıcaklıkta, ışıktan ve nemden koruyarak ve ambalajında saklanmalıdır.


İlaç Fiyatı 7.78 YTL


Reçeteli Verilir.


İLAÇ EŞDEĞER ANALİZİ (MUADİLLERİ)


* MOBIC 15 MG 6 SUPOZİTUAR
* MOBIC 15 MG 30 TABLET
* MOBIC 7,5 MG 30 TABLET
* MELOX FORT 15 MG 30 TABLET
* MELOX FORT 15 MG 10 TABLET
* EXEN FORT 15 MG 30 TABLET
* EXEN 7,5 MG 30 TABLET
* MELCAM 7,5 MG 30 TABLET
* MELCAM 7,5 MG 10 TABLET
* ROMACOX FORT 15 MG 30 TABLET
* MONE FORT 15 MG 30 TABLET
* ZELOXİM 7,5 MG 10 TABLET
* ZELOXİM 15 MG/1,5 ML IM AMPUL
* ZELOXİM FORT 15 MG 10 TABLET
* ZELOXIM FORT 15 MG 30 TABLET
* ZELOXIM 7,5 MG 30 TABLET
* ROMACOX FORT 15 MG 10 TABLET
* MELOX 7,5 MG 30 TABLET
* MELOX 7,5 MG 10 TABLET
* MELOX 15MG/1,5ML 3 AMPUL
* MELCAM 15 MG 30 TABLET
* MELCAM 15 MG 10 TABLET
* RUNOMEX FORT 15 MG 10 TABLET
* MEKSUN 15 MG 30 FORT TABLET
* MEKSUN FORT 15 MG 10 TABLET
* RUNOMEX FORT 15 MG 30 TABLET
* EXEN 7,5 MG 10 TABLET
* EXEN FORT 15 MG 10 TABLET
* EXEN 15 MG IM 3 AMPÜL
* MELURJİN 15 MG 30 TABLET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder